Çarşafın Ezgisi
adını dahi bilmediğim oteller içerisinde
bar çıkışı yataklarına eşlik ettiğim kadınların
yabancı dudaklarında tanıdık ve en eski
bir duyguyu arıyorum
bir yüz başkalaşıyor o an üzerimde
bileğimdeki sayılar artarak nefes nefese kalırken
ben geçmişimle, acımla ve anılarımla
sevişir hâle geliyorum
aynı duyguyu başka başka bedenlerde
eskitmeye çalışıyorum
belki de eskimiş ve tükenmiş bir duyguyu
göz kapaklarımı eğerek
imkânsız hayaller boşluğunda
yenileyerek yeniden yaratmaya çalışıyorum
viski yudumlarından iyice büzüşmüş
dudaklarımın gerisinde çekimser barınan
yasaklı bir isim
ve birbirine sıkıca kenetlenmiş dişlerimin arasından
yaylanarak çıkan cigara dumanları
her şeyin artık eskisi gibi olamayacağını
öğretiyor. öğretiyor öğretmesine de
yeni bir yol da göstermiyor
gitgide istemsizce hapsolduğum
tekrarlanagelen çelişkiler yumağı
sabah soğuk havayla birlikte çağan güneş
gözümü kıyısından köşesinden alarak
beni yeni bir güne başlatıyor
üstümdeki bacağı ve dudağımdaki saç telini
hissettiğim an kendime sövüyor ve
donuklaşan o duygunun
varlığını lanetliyorum
bir nefret doğuyor yüzüme aynadan
kapıyı uyuyan çarşafı dağılmış o yabancının üstüne kapatarak
merdivenlerden iner adımlarla
yavaş ve sessiz
resepsiyona bir el selamı uzatıyorum
en yakın vapur seferine yetişmeye yeltenirken
hangi hayata âit olduğumu sorguluyorum:
cevabını bildiğim soruları kendime dayatarak
hayatım hep böyle geçecek, evet
alışılmış kelimelerin seyrinde dönerek
19.10.2023
Berat Güney