Balkona çıkıp bir sigara yakıp izliyorum çevremi ve çevremden gelen sesleri. Öylece bomboş durmuş hayatın akışında nokta gibi kalakaldım işte. Bir şeylerin bitişini sindirmeye çalışıyorum bu boktan balkonda. Köpeklerin bağırtısı, komşuların gürültüsü, hiç anlamı olmayan ugultular bile kafamdaki sesleri susturamiyor. Var olmaya devam edebilmek için insanların inanmaya ihtiyacı var diyorum kendime. Bir şeylere inanmam lazım, hiçbir şeye inanmiyorsam da körü körüne inanmadığıma inanmam lazım. Tutkuyla sarilmam lazim reddettigim bu şeylere. Ardından bir sigara daha ve bir sigara daha derken, boğazımdaki acıyla beraber devam ediyorum burada boktan bir nokta olarak kalmaya. Ey yarataci! Neden beni de diğerleri gibi her şeyi kararında hisseden bir canlı olarak yaratmak yerine dağları, denizleri, hos kokulu bitkileri, hüzünleri ve aksini tüm bedenimde hissettirecek kadar hassas yarattın ki! Görünürde kesfedebildigim bir amacım da yok. Ruhlar aleminde sana ters mi düştüm? Burasi benim cehennemim mi?