Cehennem sokaklarına hoş geldiniz sayın siz! Rezil anlar bahsettiğiniz o fuhuş gülleri de neredeler? Sizler gülün siyahını, umudun bitenini, dilin dikenlisini seversiniz. Halbuki centilmen erkekler de vardır. Darbeleriyle kadının mor gözünde bir renk cümbüşü yaratmayan centilmenler. O centilmen erkeklerin de cehennem hayalleri yok mudur? Meselenin benlik tarafı hayallerin tam da sıcak tarafı. Küllü hayalleriniz de vardır. Katillerin her daim maktullerinin son nefeslerini boyunlarında hissetme hayalî. Kötülerin hayallerine sığdırdığı mazlumun o son dargın bakışı. Oysa cehennem sadece kötüleri içinde biriktirmez. Ne neşeli güfteler söyler, kulaklarınız da bu lanet boyutta diller dinler. Garipleri sırattan aşağı atar sizler yürürsünüz o bir tarafı soğuk bir tarafı sıcak cehennem çukurundan. Orada anneler olmaz. Müzik bitene kadar dans eden aşıklar, kamyon arka yazıları olamaz. Krallar kraliçeler, orası soytarıların yurdudur keza. Çirkin kızlar, böğrü yıkanmış erkekler, tomurcuklu güller, ilkokul çağı çocukları, Galata'nın dibindeki evsiz çocuk, o masum afacanın çalan, hırsız elinin güzelliği bulunur mu dersin senin o harlı bok çukurunda? Güzellik dediğin nedir ki cehennemde? Güzel olmak günah mıdır ulan sayın siz? Güzelsem senin de günahın sayılır mıyım? Günah olmak günah mıdır? Biz günah mıyız? Bakan gözün hiç mi günahı yok? Derdi biri, o güzellik abidesi, cehenneme gitmeseydi kim bilir!