Seni seviyorum

Ve dur “Ben de seni” demeden önce bir dinle

Sevgini bir cümleden ibaret kılacağına

Benim için güzel bir sevgi heykeli ol

Hatta bu heykel Rodin’in bahçesinde gömülü halde bulunsun

Böylece Camille ile hikayelerini de yeniden yazmış oluruz

Siren, selkie ya da denizkızı fark etmez adın

Öyle sürreal ama öyle dupduru ol

Suyun altında bana bakan bir orfoz görürsem

Onun sen olduğunu anlayacağım

Ve suyun altında seninle yüzen bir gün balığı görürsen

Onun ben olduğumu anla

Bir şair ol ve inadına kafiyesiz şiirler yaz

Bir tek ben bileyim rediflerini

Hatta bir gün gizlice Sagalassos’a gidip şiir gecesi düzenleyelim

Bütün ölmüş şairleri çağırmak için de öncesinde ayin yapalım

Bakarsın sunakta da sevişiriz

Belki böylece tanrılar daha rahat duyar sesimizi

Beni birazcık bile olsa sevdiğinden emin olsam yeter

Ve seni özgürce sevmeme izin ver

Sen beni deli divane sevmesen de olur

Ben seni zaten aklı başında ve dolu dolu seveceğim

Çünkü sevgi

Ortak vergiler değil, karşılıklı eksiklikler toplamıdır

Biraz da eşitsizlik problemlerini andırır

Bir gecekondumuz olsun ya da kremadan bir kulübemiz

Kapılarını yaban mersini şurubuyla boyayalım

Ve panlar komşumuz olsun

Geceleyin flüt eşliğinde ninni söylesinler bize

Kuş evlerini içeri asalım, biz dışarda uyuruz

Yıldızlar örtümüz olur pikelerin en güzelinden

Çok üşürsek toprak sereriz üstümüze

Orada yaşlanmak hem daha güzel

Hatta bir gün bahçemizdeki yumurtadan bir tırtıl dünyaya gelsin

Yapraklardan yemekler yapalım ona

Büyüyüp bir kelebek olarak kozasından çıkınca da kanadını hızla çırpsın

Ve biz okyanusta birkaç yılda bir görülen dev dalgalarda sörf yapalım

Öleceğimizi söyleyen arkadaşlarımızaysa şöyle kocaman sarılalım

En fazla denizin dibinde yaşamaya başlarız artık ne olacak!

Sen sadece beni biraz olsun gerçekten sev

O zaman belki daha çok dalga görülür okyanusta

Ve sörfçüler şenlik düzenler

Ankara’ya gelirsen senle Hypatia’da çay içelim

Sonra isminin Hipatya mı yoksa Hüpatya mı olduğunu tartışalım

Bir bakmışsın dükkandaki herkesle dost olmuşuz

Esnaf tanımak iyidir, insanı evinde hissettirir

Bakarsın İskenderiye’den bir bilge gelir ve kavgamıza son verir

İskenderiye de evimiz olur böylece

Tarihle iyi geçiniriz

Çay değil de bira mı içsek acaba desem

Biz senle kesin çok içeriz

Bu yüzden iyisi mi birkaç fıçı evlat edinelim

Sonra yeni nesil Diyojenler oluruz

Tek mal varlığımız yüzdüğümüz deniz olur

Ateşböceklerinden fener yapar Diyojeni kıskandırırız

Bana kim olduğumu sorana

Sirius’un ikiz kardeşi olduğumu söylerim

Seni sorarlarsa da

Sirius’un ışık kaynağı derim

Sen sadece birazcık beni sev

Ben her gece pencerenden parlarım

İstersen arada bir kayarım da

Sen bolca dilek tutmaya bak

Çünkü dilek tutmak beni tutmakla eşdeğerdir

Böylece uzayda kaybolup gitmem

Sen yeter ki beni çok sevme

Çünkü Juan Ramon gibi olmaktan korkarım

Gerçi Zenobia ölse de ben şiir yazmayı bırakmazdım

Sonuçta ölüler bizi duyuyor değil mi?

Biz onları duyamıyoruz sadece

Mecnun, Ferhat, Kerem de olmasın adın

Kendini çöle ya da dağlara atmana gerek yok

Kendini bana doğru adımlasan yeter

Ki seviyorsak zaten

Yüreği ortaya koymak en büyük sınavımız olacak bizim

Ama sen bugünlük yorma kendini

Git güneşin batışını falan seyret

Geri döndüğünde beni bulamazsan

Ben muhtemelen Meis adasına doğru yüzüyor olurum

İstersen arkamdan yüz

Ya da vapurla adaya geç orada buluşuruz

Mühim olan buluşmak nasıl olsa

Bakarsın yüzerken Atlantis’i buluruz

Meis’e kadar yüzmemize gerek kalmaz

Bir gün tekneyle yanaşırsan limanıma

Sakallarına ben yapacağım en güzel rastaları söz!

Sonra da kadehlere rom koyar

Davy Jones’a ağıtlar yakarız

Ama sakın beni Calypso gibi sevme

Yalan sevgilerle içini dolduracağına

Bozkırlara yer aç biraz

Koca Türkiye florasında en boynu bükük bitkiler orada

Makileri de uzaktan seveceğine git öp onları

Beni de sadece gerçekten sev

Ve çok sevme işini bana bırak

Çünkü kalbim bedenimden bile büyüktür

Hatta bazen onu Avrupa kıtası gibi hayal ederim

Ama korkma bu seni ilgilendiren bir mevzu değil

Sen sadece tadımı çıkarmaya bak

Sokaklarımda kaybol, ormanımda yolunu bul

Bir kahvemi iç

Sabah rüzgarımı içine çek

Korkmaktan nefessiz kalacağımıza

Doyasıya yaşayıp tek seferde ölelim bırak

Sen beni düşünme

Çünkü halt yemeye bayılırım

Beni sana getiren de bu sergüzeştliğim

Sen beni düşünmek yerine konuş benimle

Sabahlara kadar konuşalım

Güneşin doğuşu hiç önemli olmasın, bir yerde batıyor sonuçta çünkü

Ben ne zaman biriyle böyle uzun uzun sohbet etsem

Binbir düşünce geçer zihnimden

Ama sadece saçlarını okşamakla yetinirim

Belki biraz da şiir kopar içimden

Çünkü kalbim bir cümlede görür geleceği

Ve bilirim

Sen beni çok sevmeyeceksin zaten

Bu yüzden bana gerçek olmayan “Ben de seni”ler uydurma lütfen

Ve gerçekten yorma kendini

Sevgime hacmin yoksa bırak

O dolacak bir yer bulur