köprücüğümde yalın ayak yürüyen gelincik
kar mı yağmış duvaktan örme düğümlerine
üşümüş müdür yoksa soğumuş mudur benden
bak, çiçeklerin gibi bedenin de solmuş ayazında
kaldırım avucunda tuana gözler-in/çiçekleri
gecenin gölgesinde kime anlatsam sahtelerimi
/tozpembe yalanlarım
kanadı ağarmış kelebeğin son ışıklı gecesi
gözüne intihar elmacıkların şimdi hangi ellerde?
artık
gün doğmaz oldu mabedimin köhne aralığına
zor bela görünen ufuklarda yalnız adımlarım
-idamı buyurulan padişahın eskimiş asaleti
fukara bir sarığa bürünen tırazım artık
düşmana görkemli gözükmez ki
kısrak tayın belinde saklı dermansız heybeleri
-ya tanrı kuluna taşıyamayacağı yükü verdiyse
gözlerim
anılar taşıdı kuşların yokluğunda
kucakladı şeytanları kundağında
buzları seyredip durdu hasretin eteğinde
bekledi sevgiliyi, keşkesini
ama
geri gelmedi hiçbir zaman anıların dildeki keşke halleri
gölgeler ardına sıralanmış intihar bekleyişleri
o bekleyiş ki ruhumu bedenimden çözen cellat misali
ve sen ki celladına aşık eden bir tanrı misafiri.