2004 yılında Türkiye'de yayınlanan Cennet Mahallesi dizisi acaba Shakespeare'in 1612 yılında yayımlanan Kuru Gürültü kitabından mı esinlenmişti? İşte, 400 senelik kadim soruya, yani dünyanın en önemli sorusuna cevap arıyorsanız bu karşılaştırmalı edebiyat incelemesini lütfen sonuna kadar okuyalım arkadaşlar...


Aşırı sıkıldığım bu karantina günlerinde dünya üzerinde muhtemelen daha önceden yapılmamış bir şekilde Shakespeare'in bu kitabındaki karakterleri Cennet Mahallesi dizisindeki karakterlerle karşılaştıracağım. Biliyorsunuz ki, bir zamanlar hepimiz Sultan ile Ferhat'ın bir yastıkta kocamasını fakat o lanet olası Rüstem'in sinir bozucu mavi minibüsüyle birlikte kel kafasının bir yerlerden gözükmesini sanki Scream filminde her deliğin altından çıkan hortlakmışcasına, çekiçle farklı deliklerden çıkan köstebekleri vurma oyunundaki köstebeklermişcesine karşılıyorduk.


Soundtrack'inde Adnan Şenses'in Bizim Mahalle adlı şaheseri bulunan Cennet Mahallesi aslında

"Bizim mahalle aşağıki mahalle, Sizin mahalle yukariki mahalle"

alıntısından besleniyor. Yunus ve Pembe'nin ailesi arasında oluşan gerilim, Sultan ile Ferhat'ın aşklarına sürekli mani oluyor. Aslında bu incelemeyi aileleri kavgalı olan Romeo ve Juliet kitabı için yazasım vardı ama o kitabın sayfasını Cennet Mahallesi'yle zehirlemek istemediğim için o kitap özelinde farklı bir fikrim var, ilerleyen günlerde onun için hazırlıklara başlayacağım.


Neyse, Kuru Gürültü'de bizim mahalle Aragon, yukarıki mahalle ise Messina. Karakterlerin Cennet Mahallesi ile karşılaştırmalı hali ise bence tam olarak şöyle:


Don Pedro - Yunus

Leonato (erkek ama olsun) - Pembe

Claudio ile Hero - Ferhat ile Sultan

Benedick ile Beatrice - Muharrem ile Menekşe

Don John - Rüstem

Borachio - Muavin Nuri

Conrade - Yanlışım varsa düzeltin Selim

Antonio - Götingenli Ethem

Balthasar - Beter Ali (ikisi de şarkıcı çünkü)

Margaret - Fatoş

Dogberry - Komiser Cemil

Aşağıki mahalle - Aragon

Yukarıki makalle - Messina


Bu kitapta da sinir bozucu bir şekilde insanların aşkını engellemeye çalışan bir Don John var, Cennet Mahallesi'nde de Rüstem var. Dizinin mavi minibüsü, bu kitapta karşımıza Hero adlı karakter üzerinden yapılan bir aldatmaca olarak çıkıyor. Yani tam olarak ben-zer iş-ler. Ayrıca Muharrem ile Menekşe'nin oturduklarında arkaya gittiği koltuğu maalesef bu romanda göremedim fakat Claudio ile Hero arasındaki duygusal ilişkinin Benedick ile Beatrice arasındaki akılcı ilişkiyle birlikte tam olarak bir Cennet Mahallesi sentezine ulaştığını söyleyebilirim. Ayrıca Balthasar adında bir şarkıcı, Dogberry adında bir polis, Antonio adında yaşlı bir adam, Borachio ve Conrade adında yardakçılar olunca Cennet Mahallesi yönetmeni Serdar Akar'ın kaliteli bir Shakespeare okuru olduğunu düşündüm.


Aldanan-aldatılan, iyi-kötü, yalan-doğru, zeki-saf, zalim-masum gibi zıtlıklarla kurulan Kuru Gürültü gibi Cennet Mahallesi de mesela zalim Rüstem-masum Ferhat, iyi Yunus-kötü Pembe, zeki Beter Ali-saf Ethem gibi tezatlıkları içerisinde barındırıyor. Evet, biraz absürt olacak fakat dünya üzerinde Hegel'in tez ve antitezlerle oluşturmuş olduğu diyalektiği ile Cennet Mahallesi'ni ve Shakespeare'in bir oyununu birleştirmiş ilk kişi olabilirim.


Her an başka bir Shakespeare incelemesinde de Çiçek Taksi, 7 Numara, Avrupa Yakası, Bizimkiler ya da Kaygısızlar gibi eski dizilerimizle karşılaştırmalı bir edebiyat incelemesi yazabilirim, hiç belli olmaz. İnşallah ilerleyen günlerde Hamlet'i Burhan Altıntop ya da Othello ile Desdemona'yı da Kaygısızlar'daki Eleman ile Burcu'ya benzetmem arkadaşlar. Bu karantina insana her işsizliği yaptırıyor. :(