İnsan tarih sahnesine çıktığında soruları cebindeymiş. Önce sahneyi merak etmiş, sonra sahnedekileri. Önce gezegenin şekli sorgulanmış, sonrası kişilik analizleri. Sorular cepten cebe dolaşmış dolaşmasına da bazılarına hala yanıt bulunamamış. Aklımdan geçen soruları seslendirdiğimde her kafadan bir ses çıkıyor. Sesler birbirinden o kadar farklı ki bunalıyorum.Dünya doğduğundan beri cevap bulunamamış sorulara sen mi cevap bulacaksın, diyorum. Kendime kızıyorum. Bazen bir soruya cevap verecek oluyorum, o da ne? Anında susturuluyorum.

Sokrates kendini savunmuş, ben savunamıyorum. İnsan tarih sahnesine çıktığında bir cebinde sorular, diğer cebinde kendi cevapları mı yazılıydı acaba? Kimse kimsenin cevabını da görmek istemiyor, bunu anlayamıyorum. Hatta aramızda kalsın, insanlar sadece kendi cebinde cevaplar var zannediyor olabilir. Gerçekten üzülüyorum.