Hangi suç?

Ardını bilmeden durmaksızın koşmak mı sararıp toprak olmaya?

Yoksa her bahar açan çiçekler gibi serpilmiş olmak mı?

Balçıkla sıvanmış, eşikleri tortulu duvarlara doğmuş olmak mı?

Ya da kapılmak mı cezbesine yüzlerimizi karartan fabrika dumanının?

Bilmek mi gece gündüz dur demeden hakikat nedir?

Yahut bilmemek mi çığlıklarını yüreğin?


Nice tenlere çarpıp dağılırken çiğ taneleri

Kapanmış bir yığın göze bakıp da ağlamamak mı?