1)Çalışma hayatında verimlilik eksenli uygulamalar:

 

           Çalışma hayatındaki problemler Sanayi Devrimi ile daha farklı bir boyut kazanmıştır. Bu yıllarda gelişen teknolojinin de etkisiyle, bu zamana kadar yaptığı işle hayatının büyük kısmını devam ettiren ama bir nokta kendi alanı olan bireyler birden bire araç konumuna gelmiştir. Daha çok ve daha hızlı üretim adı altında evrimleşen bu süreçte birey de kendi varlığında bir dönüşüm yaşamıştır. Bu dönemin en önemli terimi verimliliktir.

           Yapılacak işin en küçük parçalara bölünmesi ve bunların işçiler arasında paylaştırılması bireyi makinaların çarkı haline getirmiştir. Üretimin verimliliği artmalı, işçiler daha çok çalışmalı, patronlar daha çok kazanmalıdır. Bu çok ve hızlı çalışmaların sonucunda iş kazaları gerçekleşiyor, insanlar ya canından oluyor ya da sakat kalıyordu. Çocuklar anne ve babalarını doğru düzgün göremeden büyüyor, toplumun yapıtaşı olan aile bu şartlarda en büyük zararı görüyordu. Toplumsal cinsiyet rolleri değişiyordu.

 

           Verimlilik uygulamalarını en başında ‘çift vardiya’ sistemi gelmektedir. Bu çalışma şeklinde işçilerin çoğu güneş bile görmeden çalışıyor, kendi hayatlarından kişisel ihtiyaçlarından uzak kalıyordu. Üretim sürecinden geri kalınmaması için işçiler fabrikada kurulan yatakhanelerde uyuyor, insani koşullardan uzak tıpkı bir makine gibi bir günden diğerine geçiyordu. Bir diğer nokta da işçi tanımlamasını her hangi bir tanımlamaya göre belirlenmiyor oluşudur, kadın, çocuk yaşları önemli olmadan çalıştırıyordu, hatta özellikle kadınlar ve çocuklar tercih ediliyordu ki büyük makinaların arasına girmek bedensel özellikleri sebebiyle onlar için daha avantajlıydı.

            Çalışma koşullarının kötülüğü, uzun saatler olması, işçilerin sağlık sorunları yaşaması fabrikaların ve çalışma hayatının bir sonucuydu. Günümüzde bu şartlar hafiflemiş gibi görünse de durum sadece daha modern bir hal almıştır, işçiler yine çoğunlukla olumsuz şartlarda çalışıyor, kadınlar iş başvurularında cinsiyetleri nedeniyle dezavantajlı gruba giriyor, hakları olsa bile gereken yükseliş yaşanmıyor, hamilelikleri, medeni durumları dahi sorgulanıyor.

           Bu etkiler sebebiyle hepimiz insani özelliklerden uzaklaşmış, sadece bir işi veya görevi yerine getirmek zorunda olan makinalar halini alıyoruz. Kendimizi işe uygun ya da yetersiz görmediğimiz zamanlarda eksik ve işe yaramaz hissediyoruz. Verimlilik teriminin bir şekilde belli başlı kodlarla bazı dönüşümler yaşansa da nesilden nesile aktarıldığını düşünüyorum. İnsanların çalışma şartları nedeniyle yaşam süreleri kısalıyor, evlilik ve aile kurmak bile bir külfet halini alıyor. Sabah karanlıkta yola çıkan, güneş battıktan sonra tekrar evine dönen birer robottan başka bir şey değiliz gibi algılanıyor. Bu süreç insanı önce kendine sonra da çevresine yabancılaştırıyor ve aynı zamanda ürettiği maddeye de yabancılaşıyor.

 

 

2) Charlie Chaplin'in "Modern Zamanlar" filminin günümüz Türkiye'sinde bir yansıması Üzerine Turizm Çalışanları Örneği:

 

           İnsanın üretim çarkının bir parçası olması üzerine yapılan bu eleştirel film, bireyin kendi varlığından uzak bir noktaya konumlanmasını ve kendisini ancak işiyle görünür hale getirebileceğini düşündürmektedir ( yerine başka biri bulunana kadar).

Tek görevi sadece vida sıkmak olan Chaplin, bir süre sonra her şeyi vida olarak görmeye başlamaktadır. En sonunda tıpkı bir makinanın yanması gibi deliriyor. Delirene kadar da o yalnızca vidaları sıkan iki koldan ibarettir. Film süresince Charlie, bir insan değil bir robot gibi davranmaktadır ( akıl hastanesine ve karakola girdiği süreler hariç çünkü ancak o zaman bir insan olduğunu anlıyor. Bunu anlamasının nedeni de iş kaygısı taşımıyor olmasıdır). Hayatında olacak bütün mutlulukları işe bağlayan, işi olmadığında neredeyse kendinde yaşam hakkı bile görmeyen birey canlandırması çok etkili, aynı şekilde gerçek canlıyı bir makine olarak görmesi ( ineği otomatik gibi çağırarak dokunarak sütünü kaba doldurması ) çok mühim bir nokta.

           Günümüz Türkiye’sinde bu konu hakkında verebileceğim örnek : biri turizm işçileri diğeri de mevsimlik işçiler. Turizm sektöründe, yine aynı şekilde çift vardiya sistemi devam etmekte, hiçbir zaman kalamayacağı otellerde sabahtan akşama kadar başkalarının tatilinin güzel geçmesi için çalışan insanlar vardır. Oteller genellikle şehir merkezine uzaktır, bu sebeple saat dokuzda başlayacak mesai için neredeyse sabah saat altıda servise binmek zorundadır işçiler, mesai çıkışı da aynı sistem uygulanmaktadır. İşçinin yolda geçirdiği süre çalışma süresine dahil edilmez, dışarıdan bakıldığında yalnızca misafir ağırlamak gibi görünen bu iş, insanı bazı noktalarda sorgulamaya itmektedir, çalışma koşulları kötüdür, zamandan tasarruf edilmek için kalınan otel lojmanları çoğunlukla konteynır şeklindedir. Misafirlere sunulan yemeklerin arta kalan kısımları bazen yemek saatinde işçilerin yemek molasında menü olarak sunulmaktadır.

            Misafir girişi ve personel girişi her alanda ayrıdır, müşterilerin sizin yemek yediğinizi ya da bir şeyler içtiğinizi veya oturduğunuzu görmesi saygısızlık olarak algılanır, zaten üst yönetim bunların yasak olduğunu size önceden defalarca belirtmesi bunu unutmanıza izin vermez. Müşterilerle size soru sorulmadıkça kişisel sohbetlere girilmemelidir, yaka kartları ya da iğneli isimlikler her zaman görünecek ve okunacak şekilde olmalıdır ( görünmeli ki müşteri bir sorun yaşadığında ya da memnun kalmadığı bir noktada isminizi verilebilsin temel amaç budur, söz konusu şikâyette kim olduğunu bulmak kolay olmalıdır). Bir noktadan sonra siz de kendinizi yalnızca bir çalışan olarak görmeye şahsi ihtiyaçları ya da duyguları olmayan bir şey haline geldiğinizi kabul edersiniz. Otel çalışanları için en önemli kuralın HER ŞARTTA GÜLÜMSEMEK OLDUĞUNU BİLİYOR MUYDUNUZ? O gün ki ruh haliniz, dün gece ne yaşadığınız, çözemediğiniz büyük bir probleminizin olması önemli değildir. Sadece gülümse J

            Otelde yapılacak tüm işler kademeli olarak bölünür, herkes kendi alanında eksik çıkmaması için en iyi şekilde işini yapıyor olmalıdır. Müşteriler sizi oylama ya da size yorum yapma ve bunu bildirme hakkına sahiptir. Özetle izlediğim bu film bana sekiz yılı aşkın çalıştığım turizm sektörünü hatırlattı. Kendime ve hayatıma dair hiçbir şey düşünemediğim, hiçbir zaman olamayacağım o şey için kendime kızmaktan yok olacağımı fark ettiğim anda bu işi bıraktım ve hiç pişman değilim.

NOT: Yeni dönemde türemiş olan bir turizm uygulamasından bahsetmeden geçemeyeceğim, oteller uzun süreli çalışanlarına yılda bir kere ve bir gün olmak kaydıyla otelde konaklama hakkı tanıyor, motivasyon amacıyla yapılan, sen de bizim için değerlisin bir gün sen de burada böyle konaklayabilirsin demenin bir başka yolu J Fakat motivasyondan daha çok uzun vadede insanı kendinden soğutan bir şey, bir gün burada kendi gücümle kalamayacaksam boşuna mı çalışıyorum sorgulanmasına temel atıyor.