Bıraktım gitti bütün çiçeklerim
Ağlamaz içimde oturan çocuk, büyümüş evvel zaman içinde
Şehrimin çiçek kokuları ama nasıl da gelir yerleşir kendi kendine
Bir imgeyi bozar benliğim maruz kalmış kendini iyileştirmeye
Başımın demeti düşmüş toprağa sorsam; Bekliyordum seni diyecek
Biraz papatya biraz zambak biraz eflatun rengi bezeli ruhumun üzerinde
Kendine kör olası gözler ama nasılda mutlu bazı bazı ân içinde
Görünümün başlıca bir hiç yeryüzü ama ben kendi gözlerimde gördüm seni hergün yaşarken
Çiçek dediğin açar, açılır doğar ve ölür
Öyle bir çiçektim bende her başarısız ölümün ardında açıyordu yapraklarım
Kaçıyordu kendinden, otur! Diyordum ve bak içime
Aynı yastığa baş koyduk biz ama ayrı sabahlara uyandık
Aynı yerleşkelerde yaşadık ama ayrı yaşamlardık, aynı yeryüzüne bakıyoruz ama güller ve dikenler görüyoruz kimi zaman
Her defasında işitti o öz sesini
Sanki doğmamış kardeşimin yanında oturdum bir ara adını Mert koymuşlar elleri ellerime küçücük kalır dokununca
Kaybetmişim en sevdiğim köpeğimi, eskisi kadar değilse de arada üzülürüm kapanırım yine kendine
Beni ben yapan şeydir hem kendisi hem diğerleri hem hayaliyle hem gerçeği ama bütündür içinde.