''yoldan geçiyordu, durdu... bir bahçe vardı... donuk adımlarla, adım-adım bahçenin duvarına yöneldi... donuk gözlerle çiçeklere baktı, baktı... çiçekler sıcaktı... donmuş bir sesle bahçıvana sustu:

- bu çiçekler kesilecek mi? bu çiçekler gidecek mi?

bahçıvan dizlerine bahçeyi çöktü... yüzüne çiçekleri döndü... bir ışık yanmıyordu, yandı, söndü... elleri gözlerine baktı, gözleri ellerine aktı... gözleri ellerini gördü... elleri kördü... sönen ışık yandı... yanan ışık söndü... dün yağmur yağacaktı, gün döndü, yarın yağdı, bugün dindi... ağlayacaktı... kim anlayacaktı?''