Sinirlenmiştim. Öfkemi birinin üstüne kusmadan önce farklı bir enerjiye dönüştürmeliydim. Ben de içimdeki tüm öfkeyle verdiğim nefesim sayesinde evimde yangın çıkartmıştım.Sadece evi yakmak isterken ağzımda yetiştirdiğim çiçeklerimi tamamen unutmuştum.Onlara kesinlikle zarar gelmemesi gerekirdi.Ne yapmalıyım diye uzunca bir süre düşündüğümü hatırlıyorum. Sonrasında aklıma gelen en parlak bulutu seçmiştim ve gözyaşlarımla sulamıştım onları. Alevleri söndürebilmek için epey su gerektiği için gözlerimin neredeyse kuruyacağını hissetmiştim. Neyse ki ağzımdaki alevleri söndürmüş ve çiçeklerimin bir kısmını da olsa kurtarmıştım.Peki ya küller? Yangından geriye kalan küller ne olacaktı? Tamam, bu daha basitti diye düşünerek her zaman yaptığımdan farklı bir sey yapmamam gerektiğine karar vermiştim. 'Ne yaptın, ne?' dediğinizi duyar gibiyim. O zamannn hazır olun: Sadece ağzımdan derin bir nefes almıştım. Şimdiii tek eksiğimiz ölen çiçeklerim için gereken topraktı. Onlara yakışır bir uğurlama yapmam gerekirdi. Bunun için aklımın sınırlarını zorlasam da bulutlarımdan pek parlayan olmamıştı. Ve ben de toprağı dışardan almam gerektiğini düşünmüştüm. Ama beni korkutan bir fikir oluşmuştu aklımda: Ya insanlar demir eksikliğim olduğunu düşünürlerse?