Yitip gitmeye yüz tutmuş bir çift kahverengilik boyunca
Hiçbir zaman yitip gitmeyecek olanı seyre daldım
Adı her bir hecesi umudun yittiği bir menfeze doğru yola koyulan
Tepeden tırnağa dört bir yana saçılan
Aşinayım ona bezm-i gamdan
Ne kadar uğraşsam da uzaklaşamam ondan
Her yeni gün solmakta olan bir rengin ağırlığında
Bir çift yarık ardından sızıyor lütfun ışığıyla
Bu yürek layık mı böylesi bir lütfa
Kirpiklerim kaç zamandır dokunmadı asumana
Murg-ı ervâh kaç zamandır parmaklıklar ardında
Bir üveyiğin gölgesi nöbetteyken her dem başında
Ne gecesi ne fecri gün görmeyecek yanı başında
Damarlarım mumu içten içe eriten ip misali yazgısında
Yakıp kül etti beni ondan tarafa
Küllerim saçıldı asumana
Tepeden tırnağa dört bir yana
Maveraya giden yolda
Bir çift kahverengilik saf tuttu ölümüm karşısında
Benden geriye yalnızca
Tek bir üveyik kaldı parmaklıklar ardında