H.İhsan Çay

Tanır mısınız?

Kanımdan olan ve bana yakın olanlar gayet iyi tanır. Ödemiş’in eskileri de çok iyi tanır, yarısını "O" evlendirmiştir. Emekli nikah memuru, lakabıyla "Tongacı İhsan" dedem olur.

Zamanında bıçkın ve yakışıklı olan bu adam, benim zamanımda dedemdir.

Babamı 1976 yılı, sosyal medyada buzlu su üstüne dökülüp şov yapılan hastalıktan kaybettim, MS.

43 yıllık adabımuaşeret kurallarını dedemden ve onun yetiştirdiği kızı olan annemden aldım.

İlk cigaramı 16 yaşında içtim. Bir gün, iki gün, bir yıl derken tiryakisi oldum bu zehrin. Evde de içmem gerekiyor tabi ki, tuvalet tek sığınma yuvam, okul alışkanlığı olsa gerek. Annem zaten yakalamıştı beni, tuvalette değil canım, çamaşır günü kotumun cebinde bıraktığım cigara paketimle. Anneye naz tabi ki geçerli, sorun olmadan atlattık o evreyi. Bir akşam sofradayken dedem dedi ki "Murad yemeğini bitir salona gel" Harbiden bittiğim andı. Yemek mi beni yedi, ben mi yemeği yedim edasıyla yürüdüm salona doğru, 2 metrelik yol oldu 2 kilometre. Oturdum dedemin karşısına. Yün yeleğinin sağ cebinden çıkardı kısa maltepesini, uzattı bir tane, sol eliyle ibola çakmağını çaktı ve dedi "YAK" Sıkıyorsa sen yak. "Yok haşa dedim". Tekrardan "YAK" dedi. Ellerim titriyordu pakete uzandığım da, yaktım cigarayı aldım bir nefes, ama nereme bıraktım dumanı hala hatırlayamıyorum. Ve başladı dedem konuşmaya "Evladım, bu haltı ben de kullandığım için sana içme deme hakkını kendimde görmüyorum ve bu zıkkımla saygı gösterisi yapılacağına da inanmıyorum. Artık yanımda içebilirsin ki keşke içmesen bu zıkkımı, ama bana sigarayla değil de hal ve davranışlarınla, insanlara iyi örnek oluşunla, okuyup büyük adam oluşunla saygını gösterebilirsin, adı üstünde duman gibi üflenip yok olmasın yaptığın şeyler bu hayatta, izmarit gibi üstüne bastırmadıkça bana saygını göstermiş olursun. Çek bakalım bir nefes daha." dedi.

Keşke o nefesi çekmeyip, dedemi dinleyip hiç içmeseydim, şu sıralar cigaradan kurtulmama çok az kaldı ve arınma günüm çok yakın...