Arşın emsali kıyas edilmez endamınla

Kainata bir soluk getirir nefesin

Gözlerinden dökülen yıldızların

Söyle gökyüzünde yeri neresi


Vadedilen bir gerçeğin

Sorulur mu acep nedir aslı

Kesildi sesimiz haykıracak olan

Bilindi ne anlatacağı göğsümüzün


Mazgallara sürüklenen birkaç damla umudum

Düşmeden önce varlığına bir can kattı tenimde

Ben ki dünyaya gelişimi suç saydım bugün

Varlığımı günah bildim evvelinde


Manası kalmayan alemin

İnancımın aleyhine her hareketi

Asıldı meydanlarda fikirler

Okundu selaları bir minareden 


Kıyametin kulağıma fısıldadığı ses

Şakaklarımdan boşalan ölümün adıdır

Kendime hak gördüğüm son lezzet

Dudaklarıma varan kanın tadıdır


Çünkü ölüm gençlik çağında güzeldir

Seninle o son günü paylaşandır ölüm

Yaşadığına delildir bir bakıma

Seninle toprağa karışandır ölüm