Acım acımdan ötürü
Sancım ruhumdan gelir
Özürümden büyük kabahatim
Bir türlü sevemedim kendimi
Sevemedim
Sevdiklerimi seveceklerim kadar
Yorgunluk değil
Anla
Bıkkınlıktan her şey
Yetti duamın dilden çıkışı
Yetti dilendiğim dilek
Yetti eşrafsızca yaşanan her şey
Yetti çile denilen hayat
Hayat kadar çile
Yetti gördüğüm aynı izler
Aynı serzenişler
Aynı sağırlıklar
Fakat fazlasıyla duymuşlar
Duymuşlar da öyle kaçmışlar
Kötü olacakmış
Cebine para koyacakmış
Aman ne bahtsızmış
Biraz da duygusalmış
Değişimin kendisinden öğrenmiş
Eskinin klişe
Sözlerin demode olduğunu
Kalmamış izleyecek başka yolu
Tanıdık yüz görünce değil
Görmeden evvel de
Öyle yürürmüş
Sırıta sırıta
Kışmış, yazmış
İlkbaharmış
Sonbaharmış
Hep aynı şeyleri yazarmış
Yılların tozlanmış yıllığına
Yıllanmış senelerce
Hep aynı kahırla
Biraz da acımış
Hiç dokunulmamış
Dudak kenarından taşan acısı
Şavk da zifir de bir olmuş vücudunda
Dökülmezmiş bir türlü yanağından
Dökülemezmiş inci inci taneler
Tutarmış da içinde
Taşamazmış deniz derya gözlerinden
Ahıymış kendine ettiği
Eziyeti, işkencesi, iyiliği
Bozmuş kafasını doğru bellediği şeylerle
Edermiş durmadan kendine bedduasını
Az kalmış
Daha fazla sabredemezmiş
Yaşamının fazlası fazla gelmiş
Başlamış yine keçileri kaçırmaya