Herhangi bir olaya, olguya, oluşuma; varlığa, varolmuşa karşı sahip olduğumuz "inanç" denen mekanizma, inandığımız obje ile ilgili problemlerimizin çözümünde akıl çarkının dönmesi ve idrak değirmeninin işlemesini kısıtlandırıyor. Tetkik ve tenkitin çapını daraltan safiyane inanç, objenin dokunulmazlığını katlayarak sujenin obje karşısında muhataplığını düşürüp, etkileşimi zayıflatıp hakikate-gerçeğe(bilgiye) erişimi engelliyor. Hakikate yaklaşmalar, eksik münasebetli inanç ile sanrıların üst üste yığıldığı tapınaklar inşa edilmesine sebep oluyor. Yıkılamaz, aşılamaz; eteğinde koşarken rüzgarları ile huzur bulduğumuz dağların tepesine kurulu tapınaklar... Farkına varılmaya çalışılan davranış tam anlamı ile insanoğlu için bir heyula. Acziyetten doğan... Sözün özünde şunu ifade etmek istiyorum: "............ diye ad verdiğimiz soyutluğa inanmak istedik, tüm varlığımızla inandık. Şüphe duymadık, duymak istemedik. Peki ya hakikat?"
"Hakikatın temeli, yalçın ve sarp dağlarımız kadar sağlam; hakikatin kendisi, sanrı tuğlalarımız kadar pek midir?" İnanç ütopyamızdaki değer ve gerçekleşen olaylar bağlamındaki değerin anlamı arasında oluşan cendere, bu ikisi arasındaki tezatlıklardan gücünü alıyor. Bir mengenenin iki ucu arasında yıkılan mabetler, parçalanan, un ufak olan putlar...
İbrâhîm!
içimdeki putları devir,
elindeki baltayla.
Ey İbrâhîm!
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim ?!
04.01.2020 Üsküdar
Yusuf
2021-02-16T17:16:48+03:00:) Eyvallah.
Dilara Aydın
2021-02-16T17:11:50+03:00:) içeriklerinizin devamını bekliyor olacağım
Dilara Aydın
2021-02-16T16:56:30+03:00sizin durduğunuz yeri merak ettim yarattıklarımızla kendimizi kısıtlıyoruz veya ötesine geçmeye tenezzül etmek katı birşey gibi görünüyor mu diyorsunuz :)
Yusuf
2021-02-16T16:50:31+03:00Her şey mümkündür cümlesindeki "mümkün"ün terimsel anlamı esasında bizim kullandığımız anlamdan biraz farklı. Dilara, çeşitli tabirlerimiz ve söylemlerimiz artık fazlaca maddeye yönelikleşti, anlamlar yüzyıllar içerisinde çok değişti. Her neyse, sizin durduğunuz ve baktığınız yer de gayet kabul edilebip inanılabilir düşünceler. Sanırım benim karın ağrım biraz başka mevzu ve bunu da tam izah edemiyorum burada. Dilara, Eyvallah :)
Dilara Aydın
2021-02-16T16:35:20+03:00+ bu da işin daha zihinsel boyutu belki sezgisel boyutu bir nebze.
Dilara Aydın
2021-02-16T16:34:12+03:00Her şeyin mümkün olabileceği gibi 'anlaşıldığı' şekli ile bir hakikat de mümkünü olmayan bir şey değildir elbette. en basitinden konuşmayı yaparken dil ile bir hakikat yaratılır. sözcük hakikattir çünkü bir kere deneyimlenmiştir. ama sadece deneyimlemek işin maddesel boyutu olarak düşünüldüğünde sözün içindeki anlam sorgulanması gereken esas unsurdur. bunun yanında 'anlamı' sorgularken de bir yanlış anlamaya düşebiliriz. bu da hesaba katıldığı zaman yanlış anlaşılanın nerede durduğu ve nedenini tespit etmek yeni bir döngü olacak diye düşünüyorum.
Dilara Aydın
2021-02-16T16:30:03+03:00Eğer sadece bakıyorsak baktığımız yerden gördüğümüz hakikat değildir :)
Yusuf
2021-02-16T15:59:42+03:00Yukarıda yazılanlardan bağımsız olarak öyle zannediyorum ki hakikat hakkı ile idrak edilemez hiçbir zaman. Bence tek gerçekliğimiz(halkedilmiş gerçeklik) inancı doğuran o meşhur karın ağrısı.
Yukarıda izahı amaçlanan gündelik meselelerdi, basit insanî hengameler... Peki Dilara, sence 'yaratılmış olan' "şey" hakikat olmaya layık mıdır, hakikat olma imkânı var mıdır, yaratılmış hakikat mümkün müdür?
Dilara Aydın
2021-02-16T15:40:41+03:00Acaba hakikat ve inanç arasındaki tezatlık yeniden bir hakikat mi yaratıyor :)
Yusuf
2021-01-27T20:49:51+03:00Teşekkürler.
Rabia Özdemir
2020-04-15T16:46:51+03:00"..Ey İbrâhîm! Kırılan putların yerine yenilerini koyan kim?"
Çok güzeldi çok. Kaleminize sağlık 👏