Nasılsın çocuk?

Biliyorum çaresizsin, içine içine akan umarsız çığlıkları kopartıp atmak istiyorsun. 

Belki büyümek her şeyden sıyrılmak istiyorsun..

Biliyorum çocuk her şeyi içine atıyorsun. 

Korumak istiyorsun yeri göğü insanları..

 Kutsal görevin edinmişsin bunu. 

Neden gülmüyorsun çocuk?

Kimler incitti senide konuşmuyorsun. 

Daha bu yaşında ne bu elem, kaybettikleri çocukluğunu mu arıyorsun?

Belli ki güldürmemişler seni, çok incitmişler çocuk.

Yine kendi köşene çekilmiş, yaralarınla birlikte dizlerini bağrına basmış ağlıyorsun. 

Bu parklar bahçeler oynanayacağın nice sokaklarla bakışıyorsun..

Yıllar sonra karşılaşman gereken kederleri şimdiden sırtlanmış yürüyorsun. 

Ah be çocuk, sana en çok gülmeler yaraşırdı oysa ki.


Şimdi büyüdün çocuk eski halinden eser kalsın istemeyerek büyüdün. 

Atladın o gerçeği, yedisi neyse yetmişi odur. 

Hep koşuşturdun herkese yetişebilmek adına ama elinde avucunda hiçbir şey kalmadı çocuk.

Velhasıl yaralı büyüdün yaralı ilerliyorsun. 

Ah benim cancağızım ah benim yaralı özüm..

Biliyorum, içten içe biliyorsun her şeyin en iyisini hak ettiğini. 

Kabul etmek için savaş veriyorsun.

Devam ediyorsun tüm benliğinle insanlığın yaralarını sarmaya. 

Lakin görüyorsun, yaralanan yaralayıpta geçiyor seni. 

Vazgeçemiyorsun, çabalıyorsun, sırtlanıyorsun. 

Bırak çocuk bırak kendinide birazda sana çabalasınlar. 

Yoksa sen çabalanmayı hak etmiyor musun?

Oy benim dağ yürekli cancağızım büyüyorsun.