Güzel geçti çocukluğum

Fazla oyuncağım yoktu

Kırktaş oynamasını severdim

Bulamasak da beş oluversin derdik

Bizim kıymetli Yahya amcamla.


O da gidince memlekete

Oynamaz oldum

E yaş da olunca

Kınardı bizi komşular

El örgüsü varken beştaş oynanmaz diye.


Çayda tutardık balıkları

Dayım oltayı atar

Biz beklerdik öyle

Balık gelecek de

Bizim de karnımız doyacak

Laf olsun diye bizdeki.


Dut

Beyazı da vardı ama 

Ben o kızılcık ağacının yanında 

Kırmızılara meraklanırdım

Rengarenk olmak vardı güneş batımında.


Hele ceviz ağacından kınalanmış ellerimiz

Severdim kırmayı

Ayrı veren lezzetini

Toplayarak.


Çizgi filmi Elis’di bendeki

Aslında hiç değişmedi

Dahalan rüyada gezen kız çocuğu işte

Toz pembe gören dünyayı.


Güzeldi çocukluğum 

ve hep aklımda 

Çamurda yaptığım çamur adam

Acaba ona aşık olduğumu biliyor muydu?


İncir ağacından toplamak

Toplayıp da tadına bakmak

Gibisi yoktu

Ağaçtan düşeriz diye korkmazdık

Dallar arasında.


Ah, çocukluğum....

İyi ki varsın sen