Çocukluğumun geçtiği Elâzığ'da güzel anılarımın arasına karışmış deprem anılarım da var. Okulda sınıfça yakalandığımız, bir gece ansızın babamın beni ve kardeşimi kucaklayarak oturma odasına götürmesi, annemin öleceksem çocuklarım yanımda olsun diyerek üstüme kapanmasını hayal meyal hatırlıyorum... Veya bir gün mutfakta akşam üzeri yemek yerken ışıkların birden gitmesiyle gene depreme yakalanıp aşağıya inmemiz. Hepsi zihnimin içinde dönen anılar. Oradan taşındıktan sonra burada yaşadığım ufak tefek depremlerin bile bedenimde açtığı derin korkulara Yalova'da yaşadığım ve hissettiğim depremler eşlik etti... Artık en ufak sarsıntı beni derinden etkiliyor olmuştu. 6 Şubat'ta olan depremi tek başıma hissettiğim an kitlenip kaldım... Evet çök-kapan yaparak yaşam üçgeni oluşturmam lazımdı fakat elim ayağım buz tutmuştu ve saniyelerin bana saatler gibi geldiği süreç bitmiyordu... Depremden yirmili dakikalar sonrasında haber kanalları birden deprem hakkında konuşmaya başladı. O geceyi kardeşimle babamın iş yerinde karakolda geçirdik, gözümü kırparsam tekrardan olacak diye deli gibi olan uykumu arka plana atıp durdum. Yıkılan evleri ve enkazları gördüğüm vakit içimden bir parça koptu resmen. Enkaz altından çıkacak canlar için haber kanallarını dönüp dolaşıp duruyordum. Bir yanım sanki orayla birlikte suskunluğa bürünmüş ve yaşamdan bahsettirmiyordu. Haber spikerlerinin ağzından çıkacak evet bir mucize oluyor ses aldık demesi içime sular serpiyordu. Sesler duyabilmek için sessizlik istendiği zaman buradaki herkesi susturmak istiyordum, sanki her yer sessizliğe bürünürse seslerini duyurabilirler diye. Enkaz altındaki canlara ekipler ulaştıkları her saniyeleri nefesimi tutarak izliyordum. Bugün 12 Şubat... Bir hafta olacak neredeyse ve ben hala evimde oturuyor olmaktan uyuyor olmaktan utanıyorum. Depremin bu kadar bende emareler ve derin sarsıntılar bırakmasının da çocukluğumda maruz kaldığım korkular olduğunu düşünüyorum ve o zamanlarda üzerine düşülmediği için artık deprem korkusunun içime yerleştiğini düşünüyorum. Gözüm avizede kulağım her an gelecek bir deprem sesi veya gümleme sesinde. Depremzede çocuklara psikososyal desteğin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Evet izleri silemeyiz onların hafızalarından ama hiç değilse bu süreçleri sağlıklı bir şekilde atlatabilmelerini sağlayabiliriz verilen destekle.
Çocukluk Emareleri
Yayınlandı