her gün bıkmadan usanmadan büyürken ben,

dünde kalmış bir çocuğa bakıyorum gizlice.

avcunu kapamış sımsıkı,

saklıyor bir şeyleri elinde.


kanmıyor da şekere, çiçeğe

inadım inat çocuk.

bir şövalye gibi zırhını kuşanmış,

dediğim dedik çocuk.


sonsuz bir münakaşa başlıyor aramızda,

belli ki galibi olmayacak bunun.

uzlaşamadıkça restleşiyor,

restleştikçe uzlaşamıyoruz.

kimse tahayyül edemiyor sonunu bunun.