Hayatını para kazanmak, güzel/yakışıklı bir bireyle beraber olmak, sadece eğlenmek gibi amaçları gerçekleştirmek için feda edenleri hiç anlamıyorum. Özellikle bunları daha iyi yapabilmek için hayatlarını istemedikleri bir şekle sokanları. Bu bireyler hayata sadece bir kere gelindiğinin ve ölümün ansızın olduğunu bildikleri halde kendilerini kandırmayı seçiyorlar. Sanki bir mağazadan iki günlük tatili için şort seçiyormuş edasıyla çok üzerine düşünmeden kendilerine içinde para ve "dışı güzel bir eş" olan kalıplaşmış hayatlardan bir ömür seçiyorlar. Dayatılmış yaşam tarzının kendilerinin kim olduğunu öğrenmeye asla izin vermeyeceğini bildiği halde benimsiyorlar. Yani demek istediğim, düşünmezler ve duydukları düşünceleri ne olduğunu bilmeden benimserler. Bazen bir şimşek gibi anlık bir şekilde verdikleri kararların kendileri için ne kadar kötü olduğunu anlarlar, üzülürler ve sinirlenirler, bu anı görünce çoğunlukla verdikleri kararlardan pişman olduklarını ve derslerini alıp hayatlarını düzene sokacaklarını düşünürsünüz. Ama bu duygu ve düşünce selinden sonra hâlâ aynı kararları verirler. Hayatları sürekli aynı olay örgüsünü takip etmekten ibarettir. Monotonlaşmıştır. Ama bunu fark edemezler, çünkü düşünmezler. Hiç farkındalıkları yoktur, doğal olarak da bunun da farkında değillerdir. Siz hayatını yaşayan üçüncü kişi olarak bu tarz bir hayatı kabullenmiş kişiyi gözlemleyince ona yardım etmek istersiniz. Ama onu düzeltmek artık çok zordur çünkü tüm bu saçmalıkla sarhoş olmuştur. Siz ona ne derseniz deyin o sadece saçmalar. Yaşlanıp emekli olunca ister istemez boş kaldıklarından düşünürler ve hayatlarını boşa harcadıklarını anlarlar. Ama artık onlar için çok geçtir. Çünkü paraları olsa da boş zamanları olsa da enerjileri yoktur, istediklerini yapamazlar. Gerçeklik onlara geç de olsa bir tokat atmıştır. Bu yüzden bu tarz yaşamış yaşlılar hep asabi ve üzgündürler. Demek istediğim, siz çok geç olmadan düşünün. Düşündükçe keşfedeceksiniz kendinizi ve anlayacaksınız burada olduğunuzu. Aynı ünlü filozof Descartes'ın dediği gibi: "Düşünüyorum, öyleyse varım." Umarım siz de düşünerek kendinizi var edersiniz.