“Sahi, aradan kaç yıl geçti Hamza?”

”Bilmiyorum ki abla. Hangi kıştı acaba? Kış olduğunu biliyorum. Sobanın başında büzüşmüş halde oturduğumu hatırlıyorum. Gözlerimden akan yaşları saklamak için çok uğraşmıştım ama başaramamıştım. Bir de bunun için kızmıştı babam. ‘Köpek için ağlanır mı ulan yumuşak? Böyle mi yetiştirdim ben seni!’ Bu sözler gitmiyor kulağımdan. O günden sonra neye ağlayacağımı hep düşündüm. Neye ağlanır, ne için gözyaşı dökülür? Mesela babam ölünce ağlamalı mıydım abla? Ben ağlayamadım.”

Sessizlik.