"Hiç sevmiyorum" diye başladım cümleye, sonra vazgeçtim. Düşünce yapımı değiştirmeye kelimelerimden başlamalıyım. Başlık, hayatımın başlığı: Çok Seviyorum.


Havanın her halini seviyorum mesela. Zaten havayı sevmeyen insan yoktur, doğadan anlamayan insan vardır. Yağmur mu yağıyor? Çek kokuyu içine; gökyüzü dertlerini atıyor üzerinden, arındırıyor kendiyle beraber seni de. Kar mı yağıyor? Hayır, gökyüzü sarılıyor sana, seni koruyor kötülüklerden, affediyor bir anne gibi, kalbini açıyor sana. Güneşli mi? Güneşin dişleri beyazdır. Gözlerine dikkat et, kemiklerini ona emanet et. Işığına bile vitamin yükleyen rabbim her şeyi senin için yaratmış gözlerini kıs, kalbini aç. 


Ben toprağı da çok severim mesela. Nereden geldiğimi hatırlatır, nereye gideceğimi söyler ürkütmeden. "Yalnız değilsin" der herkese, sadece kulak kabartanlar duyabilir. Yalnız değilsin, ben senin bütün yaratılanlarla tek ortak noktanım, dokun bana, küçücük avuçlarında kocaman bir dünya var. Yaklaş bana, duy duyamadığın bütün sesleri, üzerimde çığlıklar var, kahkahalar var, emanetlerim ve nimetlerim var. Sen bile bana aitsin, içinde benden bir parça taşıdığının kanıtıdır ortak DNA'mız. Bakarsan bağ bakmazsan dağ olmam, görebilirsen her şey olurum.