Çok defa serap gördü bu uçsuz bucaksız gibi görünen çölde. Ama yine de her seferinde yürümeye devam etti "Ya bu seferki gerçekten su ise?" düşüncesiyle. Onu hayatta tutan sahip olduğu ümitti. O ümit emekleyerek de olsa devam etmeye zorluyordu onu. Ama artık çok yorulmuştu. Oturdu ve oracıkta ölümü bekledi bu seferkinin gerçekten su olduğunu bilmeden. Gerçi o artık orada su olup olmadığıyla da ilgilenmiyordu. İleride ne olduğunu hiç merak etmiyordu artık. Bu yakıcı sıcakta karşısına çıkan su dahi olsa mutlu etmeyecekti onu. Mutlu olamadıktan sonra yaşamanın manası neydi? Ruhunun suyu eksik olduktan sonra bedenine su verse ne işe yarardı? Bitmişti... Artık her şey bitmişti onun için.