Yürüyen merdivenlerden yürüyerek inecek kadar sabırsızım. Sevdiğim ve inandığım şeyler içinse yıllarca emek verip, yılmadan bekleyecek kadar sabrım var.


Güneş değen taç yaprakları kadar ufacık görünen detaylardan mutlu olurum. Bu yüzden de bir diğer ufacık görünen şeyler bile beni üzebilir. Çünkü aslında, düşünürüm ve hiçbir şey benim için göründüğü gibi ufak değildir. Kelebek etkisine inanırım.


Yürürken etrafıma bu kadar dikkat etmeyi ve detaylar yakalamayı, üniversitede ödev olarak verildiğinde öğrendim. Bu da bana bazen gökkuşağının gölgeyle gelebileceği ihtimalini gösterdi. Senelerdir çok keyif alıyorum.


Çiçekleri, kedileri, görüntü kaydetmeyi, gökyüzüne hayran olmayı, bir şeyler üretmeyi, yürümeyi ve en nihayetinde aslında sevmeyi severim; sanırım bundan mütevellit her gördüğümü kalplere benzetiyorum.


Sevdiğimden ötürü, her yere, uzun süreler yürüyebilirim. En kritik konuşmaların kararlarını da o yürüyüşlerde verdim. Kafamı açıyor.


Aslen kafam açılalı seneler oluyor. Ama her sene dahası eklenir ve yeni şeylere şaşırır ve artık bazı şeylere şaşırmaz olurum.