Bu süre zarfında neler oldu diye sorarsan Lili,

Ben öldüm, öldürüldüm, katledildim ve katilimi bulamadılar. Cenazemi izleyemedim çünkü o an onu düşünüyordum. Ama gömüldüğümden nerdeyse eminim. Mumyalasak mı diye düşünmediler değil ama bu çarpık ve iyice ölü pis vücudu gelecek nesle sunmak istemediler. ''Toprak yesin bunu'' dediler. ''Yesin, bitirsin!'' dediler. Tabii kulaklarımla duymadım, o sıra kulaklarım da fazlasıyla ölüydü. Kulaklarım da öldürüldü Lili. Zaten beni mumyalamak çok zor olurdu. Binlerce parçaya bölünmüş, resmen lime lime doğranmış bir kız bedeni. Resmen karaya vurmuş. Dalgalar da uğraşmış beni birleştirmeye ama başaramamışlar. En iyi yaptığımız şeyi yapalım, gün yüzüne çıkaralım demişler. Parçalarımı elleriyle karaya uzatmışlar. Dalga sesi katilime hoş gelmiş. Diğer insanlar da huzur bulmuş, dalgaların bu hainliğini. Neyse Lili katilimi bulamadılar. Hem dalgalar da hain değildi belki. Zaten beni birleştirmesi çok zor olurdu. Maharetli bir terzi bulunmalıydı öncelikle. Bir miktar para karşılığında pekala beni birleştirebilirdi. Yaralarıma oyalar işler, düğmeler dikerdi. Sahi Lili sen niye konuşmuyorsun? Uzun zamandır sadece orada öylece duruyorsun. Keşke ben de sadece dursam, durabilsem. Ama tam anlamıyla ve tüm kalbimle. Zaten ölülerin kalbi atmaz Lili Lakin nasıl oluyorsa tüm acıyı hala bir zamanlar yaşadığı günlerdeki gibi hissediyor. Dünyada yani daha yaşarken yaralanmış insanların acısı maalesef ki ölünce geçmiyor. Bu gerçeği keşke dünyaya götürebilsem. Belki sevdiği yerde sevilmeyen insanlar ölümün kucağına oturmak içi bu kadar hevesli olmazdı ve ben Lili, ben kahraman olurdum.