İlk anlarda pek bir şey hissetmedim

Hissizleştim dedim kendime kendim.

Değil miydi hayat biraz da güçlü görünmeye çalışmak?

Oysa şimdi nerden çıktı geldi bu ağlamak?

Özlemek derdim bir kokuyu çokça alaturka,

Fark ettim ki biz çakma aydınlar kalmışız çokça alafranga.

Ne olur öyle acıyan gözlerle bakma,

İlk bir hafta dayandım gayet delikanlıca.

Sonra ne oldu oldu birden yazarının komik dediği

Bir şiirine ağlarken buldum kendimi.

Bak bu da sanki çokça alaturka

Sonra ağlamaklı oldum hep her bir boka.


Ezelden beri kavgam şundan gelir ileri: biz hiç sahiplenilmedik,

Ait olmak bize göre değil’ler gibilerinden cümleler sarf ettik.

Hâlbuki için için ağlıyordu içim sahipsiz çocuklar için

İçim içimden kopup çekiliyordu kuyulara birtakım peygamberler için.


Büyük büyük insanlardı çevredekiler herkesin işleri çok mühim,

Küçük küçük meseleleri açmadım ben de onlara benim biraz aklım selim.

Sanıyorum ki bu ağlamaklar geliyor ileri bu susmalardan

Ama hayat biraz da ağlamak değil mi hıçkırmadan?


Sonra sonra ne oldu birden zaman durdu,

Günlerim uykulara hep heba oldu.

Sıkılmak ne mukaddes bir eylemdi,

Yastık yorgan kafamdan sıkılıp göç eyledi.

Bazı meseleler insanda zor eşyada kolay duruyordu

Mesela çakmağım sorgusuz sualsiz ortadan kayboluyordu.

Hal böyle olunca insan sorgulamadan da duramıyordu,

Mesela ölsem şimdi hemen, cesedimi ilk kim bulurdu?


Bazı meseleler insana aitti eşyayı ilgilendirmezdi.

Hem zaten bu dünya faniydi, insan için değildi.