Deniz bu sabah en az benim kadar öfkeliydi. Derinliklerinde biriktirdiği duygularını kıyılara getirip bırakıyor aşındırmak istediği kayaları her bir zerresiyle hırçınlıkla dövüyor, sonra geri çekiliyor biraz soluklanıp geri dönüyor aynı öfkeyi aynı kırgınlığı tekrar tekrar kıyılarına savuruyor. Duyulmadığını, dinlenmediğini, yanında kimseyi bulamadığını bildiği günlerin acısını böyle zamanlarda çıkarıyor gibi duruyor. Koskoca doğa sadece seyir halinde. Köpürüp kabarsa da dalga dalga taşsa da kimsenin onu yenemeyeceğinin de farkında. Vefasızlığa kızgın gibi bir yandan. Tüm yönünü şehre dönmüş akın akın sefer yapıyor. Anlaşılan kimsenin sularından faydalanmasını da istemiyor. Sularına yaklaşmaya cesaret eden olmuyor. Onu gördüğümü, anladığımı, burada yanında olduğumu söylesem dingileşir mi acaba? En azından bir kişinin varlığı ona iyi gelir mi? Görülmek, onaylanmak ihtiyacını karşılayabilir miyim ki? Yetebilir miyim tek başıma..