güneşin bizi ısıttığı ve ayın bize ışık olduğu şu tanem tempuslarda ciddi ölçüde ruhumun sızılarına direnmeye çaba sarf ediyorum. mutluluk ile saklambaç oynuyoruz sanki yakalarsam sobeledikten sonra uzun bi süre oynamayı düşünmüyorum. yazmak hep iyi geldi, ağlattı, güldürdü, korkuttu bile hatta belirli bi süre geçince ne yaşamışım diye geçmişi açıp okuduğumda yazdıklarım bazen beni korkuttu da o kafalardan çıktım, büyüdüm de diyebilirim. artık bana gelen dalgaları kabulleniyorum. denizleri bu kadar severken dalgaları da sevmeliyim.

izlemeyi seviyorum sanki anlatmadan beni anlıyor, sakinleştiriyor, anlattığımda da beni yargılayacak bakışlar atmıyor, konuşan taraf hep ben de değilim dalgaları ile bana karşılık veriyor. işin içinden çıkmayınca kaçış yolum bana hep iyi gelmiştir. çenemin en çok düştüğü ve şişmeyen gözlerimin sadece o zamanlarda kendini belli ediyor ve o gözlerle eve dönüyorum.

annem başta yüzüme bakıyor...

sormak istemese de yeniliyor ve soruyor.

—ağladın mı sen?

—hayır, anne niye ağlayayım!

...

evet, o sessizlikte aslında ben çığlık ata ata yine ağlıyorum. o sessizlikte biz annemle konuşuyoruz.


canımın yandığını uzakta da olsam hep hisseder..

...

sadece ağlıyorum ve elimden hiçbir şey gelmiyor oluşu beni güçsüz kılıyor diye düşünürdüm eskiden, çok eski değil :)


Ama çıktım o kafa yapısından öyle de bi güçlüyüm ki bana sarılarak teselli edecek birisi yoktu yanımda, başımı omzuna yaslayarak ağlayamadım, dökemedim içimi hiç, doyasıya bağıra bağıra haykırmadım duygularımı, dökülmedi gözyaşlarım kolayca birisinin yanında.. hepsini tek başıma atlattım. kendime en büyük dost oldum. aslında hep derim ben kendimin en büyük düşmanıyım diye ama bu anlarda öyle kendimi kapatıyorum ve koruyorum ki diyorum kızım bunu da atlatacağız ve daha güçlü kalkacağız düştüğümüz yerden.


O günü hiç unutamıyorum çok ağlamıştım gerçekten artık gözlerimin görmeyeceği boyutta şişti ve gözyaşım akmıyordu.

İstedim çok istemiştim o gün yanımda birisinin olmasını, sarılayım ve susabilmeyi diledim.

Aslında arasam gelirdi. Ama ben korktum, çekindim, cesaret edemedim.

O gün bunu kırsaydım...


Annem gibi hissetmesini beklemiştim.

Keşke ya keşke arasa ve ben çok kötüyüm şu an yanıma gelir misin kelimeleri dökülseydi ağzımdan. olmadı. o hissetmedi, ben aramadım ve o günün sabahı sanki kör olmayacakmışcasına ağlamamış gibi yapıp devam ettim. etmek zorundayım.


Kendime karşı kabullenemediğim çoğu yanlışlarım var farkındayım fakat bunların üstüne gitmiyorum.


Kendi kendine düzeleceğine inanıyorum sanırım.