Eğer bilseydin alemin bir dalkavuk kazanı olduğunu

Anlardın benim ölümcül bir hayal olduğumu

Ölümün esiriyim, vücudumda izi kalmış zincirlerle

Ve fırtınanın ardında bıraktığı enkazın ruhuyum


Yalancıyım, ölümüm ve ölümcülüm

İstenmeyen zevklerin enfes kokusuyum

Hastalığım en vahşi olanın koynunda 

Veya şehvetim bir masumun aklında  


Kaybolurum belki de ıssız bir yolun ardında 

Bir hatıra kurban ederim şeytanın tahtına

Cehennemi hazırlarım haşlanacak tanrılar adına 

Kızılca kıyamet kopar kızıl göğün altında 


Göster ruhunda açılmış yaralarını 

Canavara ada senden arta kalan her parçanı

En baştan yarat çürük ceset kokusunu

Tatsınlar tatsızlığın rahatsız edici tortusunu 


İnanç ölüm için terk ediyor tahtını 

Kurban ediyor hataları için bahtını

Direniyor ruhsuz bir beden olacak olsa da

Kara gözleri parıldıyor katliam olacak olsa da


Siyaha boya beyaz sayfa açma tutkusunu

Sakın bastırma ölümün coşkusunu

Kaçışı imkansız kıl cehennemin dibinden

Dövüş ve şahlan yaşama olan kibrinden 


Göğün sona erdiği yerde başlar yıldızların uğultusu

Ağırlık çöker kalbine veya belki de azgınlığın korkusu

Ölümü hissetmek gibi kalpteki sorgusu

En sonunda alev söner ve küller kalır ardında

Kim bilir yaşamak kimin umurunda