Toprak altındayken görünmez olan tohumlar yüzeye çıktıklarında, üzerlerine beton kütleleri fırlatmaya meyilli ‘yapım ekipleri’ni gördüler.


‘Başlayacaksa böyle başlamalıydı’ dedi içlerinden biri, içlerinden herkese.


Bunu söyleyen kazıp durdu, kazıp durdu, kazdı…


Kırdığı pencerelerle boynu kesilip, akan yarım litre kandan bir damla tadabildi sadece.

Uygunsuzluğun tüm tezahürleri ve choose the odd one sorularında varlığı ışıldayan kelimeler…


Dilimdeki dikişlere geçen çağın hasadını astım. Elektrik direklerine takıldım, gökyüzü nerede başlıyor?


Evet dedim, baba, evet. Cümlede senin yerine kullanılacak seninle eş anlamlı olmayan kelimeler bulmuşlardır.


Yabancı caddelerde, bir aracın ön koltuğunda ve senin ömrünün kısalığıyla; bir kentin bilinmedik bir yerinde başı çekiyordur dert kaynakları.

Bir ayağı kısa sedirde zeminle ritim ve geride hormonların bıraktığı boşlukla çantaya doldurulabilen her şey.

Mezarında uzattığı saçları, hiç bir düğümü çözemeyecek olan tırnakları; bir istasyon saatinde, bir kaldırım taşında, hiç bir yere varamayacak olan bir tramvayda…


Mesai sirenleri.


O günlerde ağzından eksik etmedikleri yüzünden bozulan konuşmasıyla duyarlılık nesnelerine kurşunlar saçarken, küfürden ibaret cümleleri göz ardı ederken ve kaçışları da kaçtıklarına eklenirken…

bir gişenin önünde, bir devlet ofisi, kefenlerine çengelli iğneler ve tıp, çözümsüzlüğüyle aradan çekildiğinde, nevrotik sancılarına merhemler için erirken bedenler; olan bitenin işaret ettiği bir yönde ilerleyen trenin altına attığında kendini, erişecekti huzura.


Tahliye borularından kaçış yasaklanır.


Kaynatıldığında üstte tabaka oluşturan senden bir şeyler…


Bedenin artık seni savunamadığında, teşhisini koltuk altıma sıkıştırdım ve ani zihin ataklarında köşeden köşeye savruldum.

Kimseyi kırmadım ama paramparça oldum. Öyle demişti.


Beşinci gününde, onuncu gününde, on sekizinci gününde…

Sigara uç uca

Şakaklarımda migren fayları

Her paralele eşit kafa dağıtılacak

Sonramı önceme eklemeden hemen önce

The end of the rule nostalgia

Olası fiziğiyle uzar gider manzara

Dans ve ezan arası

Yoklukla değiş tokuş

over and over.


-ERC.