Elinde kalan son cevheri ölümü pahasına korumaya çalışan insandan geriye ne kalır ? Çaresizlik. Nice yitip gitmiş insanın benliğinde, son kalan yudumlar çaresizliktir. Benliğini aşamamış insan, bedenine ve ruhuna sıkıştırılmış dogmalarla cebelleşmek mecburiyetindedir. Pekala bir çoğu bundan habersizdir. Ömrünü, ördüğü tuğlaların niceliğiyle tatmin kılmaktadır. Bu insanlar için ömür denilen zamansal olgu sadece yaşamla ömür arasında kat edilen mesafeden ibarettir. Gel gelelim bunun aksine; benliğini aşmış ya da aştığını zanneden nice yitik bireye. Makine standartlarına uyum sağlayamayan insan, kendini paralamaktan ve eksiltmekten yana bir adım dahi uzaklaşamaz. Uyumsuzluğuyla başa çıkamaz. Kendi benliğini aşmış olmanın bencilliğiyle sınanmaya başlar. Artık emindir, insan olarak doğmanın ve insan olarak ölmenin ona bir zafer tatmin kârlığı vermeyeceğini içten içe kabullenmiştir. Bu doğrultuda hazzın doruklarına ulaşabilmenin yolunu arar. Bulduğunu sanar ancak yine tatmin olamaz. Artık hayat yekpare bir şekilde gözüne görünmeyecektir. İçtiği bir yudum sudan, bölündüğü her hücreye kadar hayat gözüne böyle görünecektir. Anlamsızlığın anlamına ulaşana dek durmayacak ve her adımını şüpheyle öne atıp geri çekecek, ta ki bir gün ölene dek.