Yola çıktım, bilmek için bilmediğimi.

Bildiğimi dahi unutmak için yola çıktım.

Yürümekle yol alınmaz derdi dedem.

Yürüdüm yıllarca, bin yıldır yürüyordum

Bin yıldır sağır, bin yıldır kör ve yaralı.

Durmadan yürüyordum ki bir mezar taşına takıldı ayağım,

Mezar dedemin, dedem O'nun Kâinat O'nun.

Arkamdan bir ses, evladım demedim mi sana yürümekle yol alınmaz diye.

Arkama döndüm, dedem karşımda mezar arkamda.

Dedemin gözleri üzerimde, açık kahverengi gözleri.

Kırk yıllık hatıra vardı gözlerinde, kırk yıllık hasret.

Bir şey demeden arkasına dönüp gitti dedem,

Bense mahçup, dedem demişti oysa yürümekle yol alınmaz.

Arkama dönüp mezara baktım, mezar yoktu.

Bin yıldır yürüyordum

Yürümekle yol alınmazmış, çok geç anladım.