14.12.2021

01:08 Salı

"Dağlar, dağlar yol ver gidem dağlar...

Dağ ne ki? Dağları aşarsın. Değil mi? Günümüzde insanoğlunun önünde dağlar ne ki? Esas insanı aşmak zor insanı... Dağı geçersin, yoluna aslan çıksa vurursun ama insanı geçemezsin. Niye? Çünkü insanın aklı var. Yaradan öyle buyurmuş. Kainatı önüne serdim demiş. O yüzden insanı aşmak zor..."


Bu gece metroda eve dönerken kitap okuyordum. Karşımda halinden tavrından sarhoş olduğunu düşündüğüm bir amca oturuyordu. Bir ara yanındaki gençlere bir şeyler söyleyip telefonunu gösterdi. Teknolojiyle ilgili anlamsız bir iki cümle kurmaya çalıştı ve dedi ki "...bana yetiyor bu. En azından saate bakıyorum. Bak kolumda saatim yok. Bak! Gece yarısına 11 dk var."

Sonra (kısa bir süre sonra) tekrar saate bakıp "Gece yarısına 8 dk var" diye hatırlattı. Gençlerin tuhaf bakışlarından gücenmiş olacak ki "Ben aslında mühendisim" dedi. Bir sonraki durakta gençler, biraz da mecburi bir tavırla ve kısık sesle veda edip indiler. Amca da "iyi geceler" dedi ve ardından konuşmadı. Ta ki ben inene kadar...


Tam ineceğim durağa gelmiştim ki işte o "Dağlar dağlar.." diye başlayan sözlerini sayıklamaya başladı yanındakine ve bana bakarak...

Belli ki hiç susmamıştı aslında. İçinden konuştuğu konunun sesli kısmı dağlara gelmişti. İnmeyecek olsam biraz daha dinlemek isterdim. Kim bilir ne yaşadı da bu hale geldi mühendis bey. -DAĞLARI AŞARSIN DA İNSANI AŞAMAZSIN- doğru vallahi. Dağ dağa kavuşurmuş da insan insana kavuşamazmış gibi...


Bazı insanlara ne kavuşabiliyoruz ne de onları aşabiliyoruz. Bir dağ sessizliğinde kıpırtısız kalıyoruz öylece.

Ve mevsimler geçiyor.


Kevser KULA