Mesafe, mesafe, mesafe...


Ben beceremem, Sayın Yazar. Aşırılıklarım vardır. Uğraş veririm fakat huyum kurusun, böyleyimdir. Düşünüyorum, belki de matematik bilimi beni mahvetti. Matematik; netliği, ya varlığı ya yokluğu öğretti. Ya çok samimi oldum ya da hiç tanımıyor gibi yabancılaştım. Fakat sevdim mi, mesafe ağır gelir.


Belki de edebiyata sevgim bu durumdan kaynaklıdır. Hayatta hep ya siyahı ya beyazı seçmek üzerine çalışınca griyi seçmeye merak saldım. Edebiyat net değildir; farklı yorum ve algılara açıktır. Güzel olandır, net olmayan. Fakat yine de matematiğe merakım, edebiyata sevgim hiç bitmesin isterim.


Dr. Çehov, aşk reçetesi olarak şöyle bir açıklamada bulunur: "Tıp, nikâhlı karım benim; edebiyat ise metresim. Birine kızarsam geceyi öbürüyle geçiriyorum. Bu davranışımı belki biraz uygunsuz bulabilirsin ama en azından sıkıcı değil. Hem zaten benim bu ikiyüzlülüğümden ikisinin de bir şey kaybettiği yok."


Hah, benim için de öyledir, Sayın Yazar; matematik nikâhlı karımdır, edebiyat ise metresim. İkisi de bu ikiyüzlülüğümden bir şey kaybetmez. Matematikle bazı zamanlar, tabiri caizse, kafayı patlattığım masamda edebiyatın zarif duruşunu gösteren bir fotoğraf bırakıyorum. Bir de bir şiir sunuyorum: Selam Oza! Andrey Voznesenski. Oku mutlaka. Umarım şiiri beğenirsin.


Konuya gelirsem; olsun, Sayın Yazar, olsun... Nasıl dilersen, öyle olsun. Okuyucun seni bekliyor olacak. Bugün pek fazla yazamadım, aslında bakarsan tam olarak söylemek istediklerimi ifade etmedim,öylesine karaladım diyelim.


İyi akşamlar dilerim.


13.01.25

20:55