gördüklerin baktıkların ve olanlar aynı şey değil.

ben kendim ve şu aynada karşımda duran aynı kişi değil. 

zaman dörtnala koşan atlardan robotlara geçti. 

bunca kıpırtısızım her şey hareket içinde. 

her şey hareket içinde ben durdukça hızlanıyor.


geçen giden ve kalanlar aynı şeyler değil.

bu su gökyüzü ve karşımda duran pencere aynı şey. 

yani benzer şeyleri sıralamakla geçiyor zaman.

aykırı şeyleri ayırmakla geçiyor zaman.

zaman öyle ya da böyle geçiyor bir şey olmasına gerek yok. 

gerek olsa da bir şey olmuyor ama gerek yok. 


söylediğim her şeyi ağzımdan çıktığı an unutuyorum.

ağzımı unutuyorum bazen gözlerimi unutuyorum.

kanıma kurşun karışıyor su içmeyi unutuyorum.

her şeyi hatırlamak zorundayım ama unutmayı unutuyorum.

siyah beyaz fotoğraflar renkleniyor bazen yüzüm karışıyor.

yüzüm işi olmayan her kalabalığa karışıyor. 


bir süre kaybolup kendini çoğalmış bularak döndüm.

azalttığım her şey ötemde çoğalıyor.

incinecek yanlarım çoğalıyor akşam bir zaman dilimi. 

yine aynı yanlışla yoğrulmuş buluyorum aklımı.