Uzaktan güzel anılarımız var bizim

Kıymet bilmeyen

Yüzü gülen fotoğraflarımız,

Deklanşörlere nispet’en

Hiç söylenmemiş isimlerimiz sonra

Yalnız yüreklere fısıldayan

Ve üşümüş ellerimiz,

Çiftlere binen 

Tutuşmaların sıcağına iç geçiren

Ezberlenmiş numaralarımız var bizim

Danteli kaldırılmamış telefonlarda çalmayı bekleyen

Defter arasında kurutulmuş çiçeklerimiz,

Naftalin kokulu hayallerde küflenen

Hiç gidilmemiş şehirlerimiz sonra 

Ne zaman uzaklara dalsam

batar durur çakıl taşları yollarının

Tabelalardan silinen,

Göçmen hayatlarımız var bizim 

Dilini bilmediği diyarlarda

Nüfusuna alınmayı bekleyen

En hazini, yüzlerimiz var 

Paslı aynalara haddini bildiren

Lekeli gözlerinde 

Hiç görülmeyen 

Ve kaldırılmayı bekleyen cenazelerimiz var bizim,

Cami avlusunda unutulup gidilen