Hayat neden hep istemediklerimizi verirken istediklerimizi geri alır. Neden hep bir şeyi hayal kırıklıkları ile yoğuşturur? Bize ders vermesi gereken hayat mı? Biz bize ders veremez miydik ki bu görevi hayat yaşatarak üstlenmiş. Yoksa yine tüm suç bizde mi? Çok fazla şey mi istiyoruz kendi kabuğumuzu bilmeden, öğrenmeden. Aslında hayat böyle yaptıkça insanları insanlardan soğutmuyor mu? İnsanları kötü yapmıyor mu? İnsan neden hayattan beklenti içerisine girer? Beklentiler neden olur, neden hiç bitmez? Biri bitmeden diğeri, diğeri bitmeden öteki. Biz insanlar beklentidedir hep. Peki neden? Beklentisiz yaşamak çok mu zor? Beklentisiz yaşamak mutsuzluk mu? Asıl mutsuzluk beklentiler ile yaşamak ve karşılığını alamamak değil midir? İnsan neden beklenti içerisine girer. Kendini tanımadığı için mi, güvensiz olduğu için mi, sevgiye ihtiyacı olduğu için mi ya da tam olamadığı için mi? İnsandaki "tamlık" nedir peki? İnsan nasıl tam olur ki?
Hayat her koşulda insanı özüne döndürüyor. O halde neden özümüze dönmeyelim, araştırmayalım? Kendimizi bulalım, kendimizi yargılayıp, kendimizi sevelim, kendimiz için yaşayalım, kendi kendimizden beklenti duyalım. Mutlu olalım. Mutluluk yayalım.
Önce kendimizden başlayalım sonra kendimizden sonra yine kendimizden.
Sonra, sonra ise diğerlerinden.
Sonra bir bakarsınız hayatı da kendimize benzetiriz.
Ne dersiniz?
Başlayalım mı?