Hızlı okusun zindanlardan kaçamayanlar

Çünkü çırpınmayagörsün

Çağırsın seyisleri aklın

Koşumladım, artık kasırga

Susmaz ki

Rahat da bırakmaz

Alnını burnunu yarar

Keskin dumanları yakıp sarp okyanuslara kaçar

Kaldırırsın başını göğsüne sığmaz

Sanki her aldığın nefeste çöller aşan bir zafer var

İşte böylelerine var ya

Kırk cin fikirli işe yaramaz

Kırk kuyu gözlerini korkutmaz

Taş taş üstünde kalmasa soğumaz

Alavereler dalavereler

Bin dereden su getirmeler

Tesadüfler

Ödenmemiş hesaplar

Hesapsız tebessümler

Kallavi maskeler

Süzülmüş esirler

Yok yine de olmaz

Kanmaz

Çocuksu şarkılara güler geçersin

Pembeden pastel masallara imrenemezsin

Sakalsız dedeler

Koyu öksürükler

Şimşeksiz yağmurlar

Tüfeğini asmış sanatkarlar

Yıldırıcı postmodern bunaklar

Boynu bükük sarkaçlar

Hadi hadi desen

Yok yine de iltifat edip de bir bakmaz

Yolundadır gözleri vurgun dervişlerin

Ama uyumaz, ama uyutmaz


Yorar adamın çatını gecesiz savaşçı

Namlusunu çevir de gör

Septiklerin ağızlarından ‘ama’lar kaçar

Melalet çökertir üzerlerine

Melel melel melalet

Uslanmaz sofistler koyun koyun susarlar

Dize gelen mızıkçılar 

İnadından ötürü inatçılar

Kiremit damlardaki sinsi kaçkınlar

Hepsi en ırak seferlere büzgün olurlar

Güneşin aslını, ziyanın safını görmüşçesine

Benlerinde bile inkara pes pes pes

Ümitsiz kekemeler

Topraktan kopmuş yolcuların düğmelerini ararlar

Bırak hallerine desen

Onların yanında ateşe vurgun savaşçıdır

Kaçışmış cılız kıvılcımlara maskara kelebekler

Sahicilerin rızasıysa, evet, hoştur

Ama minnet zerrece yoktur

Yorgunluksa yorgunluk

Doyurur doyurursa insanı ancak bu yorgunluk


Öyleyse haydin

Konuşun ağalar

Söyleyin

Nazik beyefendiler neredesiniz

Maskulen kadınlar

Gözlüğü kalınlaşmış, alnı kırışmışlar

Adam öldürmüşler

Köşe tutmuşlar

Meydan okuyun ben okumadan

Kara kalemlerinizden kan dökün

Size beklemeden de söylerim

Beklesem de söylerim

Buradayım ben

Korkacak bir şeyim yok varken kafamda deli sorular

Aleme vursan arşa kadar yaracak

Delirtecek sorular

Ensemi titreten

Göğü bütün bütün bana hapseden

Selameti bir ürpertiye sığdıran

Kafamda deli sorular


Dur daha

Bu şiir burada bitmedi

Ensem sağlam

Omuzlarım çökse de mecnun değilim

Muğlakların ipek örtüsüne sığınacak değilim

Hakikatlere bürünmüşken muallakta bırakmak

Ömür törpüsü hazları sunmak da yaraşmaz

Çıplak kabilelerin kutsal cahilliğine siz sığının

Alevlerin sonu kötümser dansına

Kararsız rüzgarların, çiseleyen yağmurların keyfi renklerine

Bacchus da sizin olsun, sarhoşluk da

Siz tapın, siz aldanın, siz ölün

Ben yine de söyleyeceğim

Sorulardan çok cevabım var

Evet, aynen öyle

Var

Söylememiş miydim bildiğimi

Bazıları bilirler

Bilmiyorsan sus

Ben biliyorum



Resim: "A Storm in the Rocky Mountains, Mt. Rosalie", Albert Bierstadt