Bugün hepimiz öldüğümüzü kabul ettik. Bu çağın sol memesinin altı bizim mezarlığımız. Yıkımlar, savaşlar, ölümler ve sessizliği su ile karıştırıp içen iskeletler... Sizinle aramızdaki fark; siz bir duvarın suretinde sesinize ses ararken biz bütün duvar diplerinde, bizi çağıran seslerin üzerine basıp geçiyoruz. 


Ben çoktandır insanlara ve bir boşluğa aynı bakıyorum. Uykularımı kaça bölüyor akrep ve yelkovan unuttum. Sabah sekiz akşam beş kalabalığında dolanıp duruyorum. Adımı biliyorum ve yüzümdeki maskeyi, hepsi bu...


Yaşam ve ölüm yok artık . Aklını ve yüreğini yitirenler var. Dünya barut kokuyor, midem bulanıyor . Çırılçıplak bir yürek, bağırmak istiyorum sokaklarda. Evlerin kapılarını kırmak istiyorum sesimle. Pencerelere; açılın, kaybedecek neyiniz var yüreğinizden başka demek istiyorum. 


Sadece istiyorum ve susuyorum sonra. Korkak bir yüz oluyorum , içimdeki bütün Don Kişotları öldürüyorum. Yenildik mi bilmiyorum ama bu uzun sessizlikle insanlığın bayrağını yarıya indirdik. 


 Ve kabul ettik artık, biz bu çağın sol memesinin altındaki yaşayan ölüleriz.