Karamsarlığın sardığı zihnimin ve bedenimin altıncı yılını dolduruyorum. Zihnim fazlasıyla dolu ve fazlasıyla karmaşık, her yaşadığım olayın artık beni iyi hissettirmediğine kanaat getirdim. Ne iyilik arıyorum ne de kötülük, zaten iyiliği arasam da bulamıyorum. Kötülük ise her daim peşimde. Bunca yıl yaşama anlam veremedim. Yaşamsızlığı istedim her zaman. Her gece gözlerimi kapattığımda sabah açılacağına inanmadım, ama artık gecelerim son buluyor. Beni ben yapan düşüncelerim artık birer birer yok oluyor. Bu durum beni fazlasıyla etkiliyor. Sürekli bir ruh hali değişikliği yaşıyorum. Her zaman agresif, gergin, huysuz, mutsuz, halsiz ve benzeri daha birçok olumsuz duygular içerisindeyim. Kontrol edemiyorum kendimi, bu durum beni fazlasıyla aşıyor. Kimseden bir beklentim yok, kimseye köstek olmak istemiyorum. Zamanın dolduğunu hissediyorum. Her gece işten çıktığımda kendimin farkına varıyorum, sanki bütün gün ben yoktum ve gün sonunda kendime geldim. Ben iyi değilim; bu düzene, bu ortama ayak uyduramıyorum, kafayı yiyorum. Hayatın karmaşıklığı beni mahvetti, çocuk sevinçlerim yok artık. Ben, ben değilim artık. Kendimi tanıyamıyorum, kaybediyorum. Hiçbir şeye de inancım kalmadı, sorgulama aşamasını da çoktan geçtim. Vücuduma çeşitli hastalıklar nüfuz ediyor. Yavaşça bedenim kendi sonunu hazırlıyor. Ben artık yenik düştüm, dünyanın sınavı beni yendi. Gözlerimi açacak, nefes alacak bir canım yok artık benim...