I


İkindi vaktidir gürültüler çekiliyor

Uzandım serinliğine gölgenin

Solgun ağaçlar sessizce unutturuyor kendini rüzgara

Toprak susamış

Her şey alabildiğine dingin

Kurduğum saatin aynasında üç beş serseri dolanıyor

Zembereği geriyorum

Aklımda bir şarkı yazsam mı

Söz dediğin cana ansızın gelir

Göz dediğin biriktirir kurşunları


II


Sıcak tetikliyor mayhoş çiçekleri

Rayihası sarmaşık olmuş

Düşünüyorum

Nakarattan ibaret bir şarkı gibi hayat

Ya da

Esrik yelkenlinin kendini fırtınaya teslimi

Üç vakte kadar aşık olacaksın

Diyor

Eşikte biriken ikindi serinliği

Deve tabanıyla söyleşen bir kıza

Telaşlanmak istiyorum


III


Bir bakıma bu vakitler güzeldir

Hüküm verip dururum dünyaya

Fasülye tarlasındaki çicek bundan habersiz

Yıldızlar gündüzleri nasıl oynaşırsa

Öyledir su damlacıklarının hali 

Uzak bir denizin küçük bir adasında

Kıyıya vurmuş bir piano düşlüyorum

İncelik parmakların içindeki neşeyi besteliyor

Ve duymuyorum 

Ben de senden habersizim

Düğmelerimi ilikliyorum bavulum hazır


IV


Balkon diyorum yalnızlık kulesi bu saatlerde

Düşsen de acımıyor

Vaktiyle bir umut varmış Fakir isminde

Anlatayım

Zengin olta satarmış hapishanelere

Mahkumlar balık beslermiş hepsinin adı Umut

Umut fakirleşmiş

Ben de anlamadım


V


Seni seviyorum sıradan bir cümle

Seni seziyorum evla

Seni ciltliyorum derse ala

Seni okuyorum diyebilse ah

Biliyorum mümkün değil

Sabah evin önünden geçen

Fakru zaruret isminde bir kedi görüyorum

Minik pençesinde dünyam

Kanıyorum