Sanırım aklımı kaybediyorum, büsbütün boşluğa düştüm. Tanrı'm yardım et lütfen, deliriyorum. Kimim veyahut kim olmak istiyorum? Kaçmak istiyorum her şeyden ve gömülmek istiyorum karanlığa. Ah bir bilseniz nasıl daralmış göğüs kafesim, nasıl çığlık atıyor ciğerlerim. Beynimin içinde hiç susmayan o ses: “Üzgünüm ve kaybediyorum.” Ben kimim ya da neredeyim? Tanrı'm neredeyse her şeyi unutmak üzereyim. Beynimin bedenime, ruhuma karşı ayaklanıp yeni bir darbe oluşturması an meselesi. Ne zamandır uyumadım hatırlamıyorum ya da az evvel uyanmış da olabilirim. Düşüncelerim çığ gibi büyüyor, nasıl da korkutuyorlar beni. Bir çare bulmak lazım bana, Tanrı'm yardım et, aklımı kaçırıyorum galiba…
Deliriyorum
Yayınlandı
Emre UYSAL
2022-10-18T22:33:35+03:00https://soundcloud.com/emre-uysal-541062387/dort-kardestiler
Emre UYSAL
2022-10-18T22:32:41+03:00Ya, gidecek yerim olmasaydı,
Ya, bi' götürenim olmasaydı,
Ya, gittiğimde Yaşar'ım olmasaydı.
Daha da doğrusu, dönecek bir yerim olmasaydı...
Feten'in kardeşi Yaşar'ı düşünüyorum, hayal dahi edemiyorum halini, geldiğinde abası.
Feten gibi bi' abam olsaydı...
Feten döndü dönmesine ama, Yaşar da O'nunla varsaydı daha en başında İstanbul'a.
Dönecekler miydi? Cevabı ''Hayır''dı galiba.
Eksik bir sevinçti, belki de 'yersiz' daha doğru.
Bi' kardeşi beklemedi Feten'i, Apan'ın kendisi de bekledi.
Hatta, o kovuk dahi; hani şu sel yatağındaki.
''Dönebildiği yerin yerlisidir kişi.'' demişti Aytuğ (AKDOĞAN).
Ya, dönecek yerimiz olmasaydı, dedirtti bana da Gülten Dayıoğlu...
Pardon! Peki ya sizin dönecek yeriniz var mıydı hanımefendi?
18.10.2022
19:00 Suları - İzmir İzbanı - Bir kalem rica edildi yandaki koltuktaki öğrenciden, kitap okunduğu gibi duygular taşarken yazıldı sözler, bir işe girmek için gerekli evrakların yazdığı A4ün arkasına. Ve bir türkü yakıldı eve varılınca.
Feten&Yaşar ve diğerleri yaşıyorlar hala...
Peki ya neydi o yazan, fotoğraftaki kitaptan yırtılmış sayfada?
Not: Bestenin güftesi de şurada dursun;
Önce anam gitti, ardından babam.
Bacılarımı da götürdüler, biz kaldık.
Dedem de gitti, yetmedi, beni de götürdüler.
Yaşar’ımı eller aldı, zalım eller.
Bir kuru 'epmek'ti yediğimiz,
Onu da çok gördüler.
Sonra evim yandı,
Beni iyi ettiler.
Geliyorum sana koşa koşa,
Geliyorum sana koşa koşa,
Bahar gelmiş Apan’ıma,
Bahar gelmiş suratıma.
Geliyorum sana koşa koşa,
Aç kolların Yaşar, açsana.
Bahar gelmiş Apan’ıma,
Bana, Korkmaz’ıma
Emre UYSAL
2022-10-18T22:32:00+03:00sizinle bugün konuştuklarımızı, sizin yazdıklarınızı, gitmek değil de dönmek gerektiği zamanları falan hepsini anlatan bir paylaşımda bulunmak istiyorum. Editörün onaylamasını beklemeye sabrım yok, bunları size ulaştırmak için. Kitabın adı Dört Kardeştiler - Gülten DAYIOĞLU
Emre UYSAL
2022-10-18T20:19:52+03:00*tabutu... Kafiye denk gelince yapıştırmışım 'tabut-a'yı
Emre UYSAL
2022-10-18T20:18:15+03:00Bazen gitmek yerine dönmek gerekir önceden olduğun yere. Olduğun gibi kalmak, yani kendinle barışmak, daha doğrusu kimseyi sallamamak, kendin olduğun kuytuda gerekirse bir başına yazmak çizmek ya da hiçbir alet edevat yoksa, ölmeden önce gözlerinle aklının nişlerinden birine, bir kutsal kitabı öpüp koyarcasına, sırf kendin için kendi kuytunun fotoğrafını çekmek lazım, öpemesen de derdin o olsun, öpecektir birisi, belki o da 19 yaşında, ama bir ezandan sonra, aklındaki resmin neminin sindiği o tahta tabuta.