Bu kokusunu aldığım şey ölüm olamaz ama istersen olurum. Darmadağın bir dağım, uzağım kendimden yeterince ve ölüm kokardım sana yaklaştığımda, sayfalarca uğrak noktalarım olurdu. Derinleşirdim düzlüklerimde, direnirdim şeytanlarına, tuz akardı boynumdan sırtıma. İzin kalırdı ekşimsi, neşeli hâllerim olurdu. Kirli kıyafetlerime saklardım hüzün kokan meleklerimi, üşürdü kanatları tanrım, üşürdüm ben de.

Nihayetim sen olurdun nihayetinde, yaratışına şükürler sunardık. Açılırdı ellerim kan dolardı avuç içlerim, bin nur inerdi gökyüzünden bir nesnellik çökerdi üzerime. Alçak bir basitlik hınca hınç sarardı omuzlarımı, bir çığlığım olurdu, duyardı kıtalar. Dolardı yaratılışın hatırına evren, sesim kısılırdı sessizliğinde. Beni duymayışlarına ettiğim sitemlerim gelirdi aklıma, kanardım iblislerine çaresiz. Kalbimden büyük günahlara kefaret olurdu bir şiirim, seni sayıklardım çocukların zihninde. Sokaklarım sana çıkacakken köşede dizim kanardı. Kanayarak büyüdüğümü fark ettiğimde sakallarım çenemdeki gamzemi kapatmış. Bir siyahlığım vardı üzerimde, şimdi yüzümde. Hak etmiyorum biliyorum, bir sağanak günü kaçıyorum senden. Tanrı'm varsa bilmediğin bir yer, beni orada yalnız bırak çünkü üzerime yapışmış bu eziyetten tiksiniyorum. Kayıp kokuyorum, serzenişler duyuyorum içimde, sonra yine sana dönüyorum. Bu sınanışın içinde, her gün yeniden diriliyorum. İyi bakamıyorum emanetine, kafamın içine bıraktığın bulutların hatırına yaşatıyorum bu bedeni. Bütün günahlarıyla tertemiz, sana şiirler dokuyorum gözyaşlarımla. Görüyorsun biliyorum, yavaş atıyor sanki kalbim, sığamıyorum cennetine. Parçalamak istiyorum göğsümü, vasatlığımın neticesinde ılık bir ölümü diliyorum senden. Sazlık hışırtıları olsun yanımda, gökyüzü taze mavi, toprak sen koksun istiyorum. Ağaçlarda sincaplar, elime dokunan elin, yeni bir hayat değil de sadece seni istiyorum. Bütüne kavuşmayı. Bu acizliğimi affediyorum Tanrı'm, aitken sana tükeniyorum. Dişlerim sızlıyor, karanlığa yakışıyorum. Korkuyorum ışıktan, görünür olmaktan. Yoruluyorum avutmaktan sıkılmış ruhumu ve demlendi bu can. Taşıyorum kendimden ve gariptir, taşabileceğim tek yerle kaçtığım yer aynı.