Sigarasının bölük pörçük küllerinin düşüşü gibi, içindekilerin parçalanarak kopuşunu hissediyordu. Ağır ağır tüketirken, tükenenin kendisi olduğunun fark edilmişliğiyle solumayı sürdürüyor, yaşadığı hazzı tükenişe değer görüyordu. Kendi alevinde tutuşan sigarasının seyrinde demlenirken ateşin fısıltısına kulak vermişti. Sigarasını döndürerek uzun uzun bakarken, çevirdikçe hızlanan dumanın dansında gezinen ruhu çoktan silikleşmişti. Bacaklarının uyuşukluğundan keyifsiz, düşmek üzere olan terliğini dahi düzeltmiyor, üşüyen bedenine sarılırken sigarasının küllerinden kurtuluşunu izliyordu. Biriken külleri yoklayıp, son acı dumanı da soluyuşunun ardından, ağzına yığılmış sisi bırakırken sigarasının dumanıyla rekabet içindeydi. Ruhunun kavruluşunda söndürdüğü sigarasının dumanını uğurladıktan sonra doğrulup camı açtı, henüz alışamadığı gezintinin baş döndürüşünde temiz havayı içine çekti. Hiç bırakmak istemediği keskin soluğunu usulca saldı. Sonra yeniden soludu ve ruhunun döküntülerini savurmak için bir kağıt aradı.