Bugün bir evin demir parmaklıklı camından dışarıyı izleyen küçük bir çocuk gibi izledim yaşadıklarımı.
Neler olduğunu anlamaya çalışırkenki merakı; tanımadığı bir dünyaya bakmanın tedirginliği, bir yandan da çıkmak isteyip de o parmaklıkların arkasından bir türlü çıkamamanın hüznü yerleşmişti kalbimin ortasına.
Bedenimin büyüklüğü yaşımın çocukluğu ile savaş veriyordu sanki sıkışıp kaldığım geçmiş ve geleceğimin arasında.
Sonbaharda savrulan bir yaprak gibi oradan oraya savrulan hayallerime el sallarken buldum her seferinde kendimi.
Bekle dedim sabret elbet geçecek kaderin üstümüze serptiği bu çiğ taneleri.
Gün doğacak ve o çiğ taneleri yumuşacık bembeyaz karlara dönüşecek hava sakinleyecek ve ben tekrar gökkuşağının renklerini konduracağım dudağımda beliren gülümsemelerime.
Sabret Allah sabredenlerle beraberdir.