düşündükçe dilim kızıllaşıyor
elimin altında kalinka
kör bir sokağın yalnızlığında
ilk defa doğululaşıyorum medeniyeti bulmak için
çocukların ellerine şekerler tutuşturuyorum
benimse elimde sarı tütün kâğıtları
aklımda bir bahar manifestosu
bir bardak çayın yanında
demirden perdeler yıkıyorum
aynı kelimelerin etrafında dönerken
yollar arıyorum haritalardan dönmemek üzere
ayağımda hayallerimden prangalar
şimdi çok bilinmeyenli bir yolun zorluğunu
anlatamasam da daha iyi anlıyorum
mevsimler kışa ularken
ölüm beyaz bir örtü olup düşmeye hazır vaziyette
bir bardak çayın yanında
demirden perdeler yıkıyorum
alnımdan öpmeye kalkıyor haki bir adam
anlamıyorum bu neyin kavgası son bulmayan
bir çiçek getirmiyor mu her baharı
nedir bu sabretmeyi zorlaştıran
ve nihayetinde bizi bekleyen biraz kara
eninde sonunda acı bir salâ
hiçbir yere varacak acelem yok ya
bir bardak çayın yanında
demirden perdeler yıkıyorum
sonu olmayan bir tükeniştir
maziden bize miras kalan bu acı
ki hiçbir şeyde bulamıyorum aynı tadı
hangi kalem bunları bize yaşatan
nasıl bir düzen ki bu aklım almayan
öz benliğim kendini bulamamışken
dilim susmaktan kurumuş
bir bardak çay yanında
demirden perdeler yıkıyorum
gece izmaritleri pusuda bekliyor
sokak, sesler, gülüşler kayıp
mahallemde bütün çocuklar is kokuyor
geleceğine inanıyorlar temizlenmek için
ve fakat bacalar temizlense de çocuklar, mahallemin çocukları
geleceğin yolu bilmiyorlar
bardaklar doluyor, muhabbetler boşalıyor
bir bardak çayın yanında
demirden perdeler yıkıyorum
çağım sorularıma cevap olamıyor
gitmek mi gitmek yoksa kalmak mı
sıcak denizler mi sıcak olan yoksa insanları mı
bilmiyorum hangi el yazdırıyor bu satırları
nedir ki bu sınırlarını aşamadığım ufukların başlangıcı
gitsem de kalsam da değişmiyor düşünceler
hep aynı kelimelerle yazmaya alışmışken
bir bardak çayın yanında
demirden perdeler yıkıyorum
artık dilimden yalnızca dumanlar dökülüyor
oysa kızıl kelimelere gebeydi kâğıtlar
kalinka bitti, bir sonu bekliyor notalar
ağrılarla başlayan
ve ağıtlarla son bulan tüm acıları
toprağın altında bırakıyorum
elimde yorgun bir sıcaklıkla
son bir bardak çayın yanında
demirden perdeler yıkıyorum