luc ferry'e ait bir kavramsallaştırmadır. ferry'e göre "demokratik yoksunlaşma iki anlamıyla anlaşılmalıdır: küreselleşmenin elimizden kaçıp kurtulan bir gidişat olması anlamında demokrasiden yoksunlaşma ve ayrıca bizzat kendi hareketiyle deyim yerindeyse kendini yitirmesi anlamında demokrasi ile yoksunlaşma."


demokratik yoksunlaşma ferry'e göre diyalektiktir yani kendi yok edicisini kendi içinde taşır. açarsak, insanlar demokrasiler aracılığı ile kendi içinde yaşadıkları dünyayı dizayn ediyorlar ve bu dizaynı anlamlandıracak hedefler belirleniyordu. oysa yeni dünyada içinde yaşadıkları dünya kendi ülkelerinden ibaret değildir ve bu yeni dünyanın gidişatı konusunda değil kendilerinin, ülkelerinin bile söz hakkı yoktur.


teknolojinin bugünkü hali sadece rekabete dayandığından "tarih köklü bir şekilde yön değiştiriyor veya daha doğru bir ifadeyle yön kaybediyor: aşkın ideallerden esinlenmek yerine, ilerleme veya daha doğrusu toplumların hareketi, farklı toplumsal bileşenler arasındaki özgür rekabetin mekanik sonucuna indirgeniyor yavaş yavaş. tarih artık ereksel nedenlerle, daha iyi bir dünyanın temsiliyle, daha üstün bir ereksellikle "soluk almıyor"; etken nedenlerle zorlanıyor veya ittiriliyor sırf hayatta kalmanın zorunluluğuyla, ya yenilenirsin ya da ölürsün mantığı ile yol alıyor."(1)


bu mantık da doğal olarak hakimiyet için hakimiyet algısını ortaya çıkarıyor. hakimiyet için hakimiyet algısının peşindeki şirketler de bunu bir sebebe dayanarak yapmıyorlar, tek seçenekleri bu olduğu için, batmamak için yapıyorlar. böylelikle de tüm dünyanın hareketi bu amaçsız ilerleme ile şekilleniyor. bu amaçsız ilerleme de amacı ve yöntemi belirlemek üzere kurulan demokrasiyi yavaş yavaş işlevsizleştiriyor ve ferry'nin dediği demokratik yoksunlaşma süreci yaşanmış oluyor.


https://www.iqsozluk.com/topic/demokratik-yoksunlasma-nedir


kaynak

1-ferry, l. (2023). transhümanist devrim (1. bs). işbankası kültür yayınları.sf.112-113