Omuzlar Üzerinde Yükselmek
"Ey kahraman Türk kadını! Sen ayaklar altında sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın."
Mustafa Kemal Atatürk
Omuzlar üzerinde göklere yükselmek. Peki bu nasıl olacak?
Kendini evlilik içine hapsedip, sorumluluk ve yükümlülüklerden oluşan fedakarlık ve özveri merkezli bir hayat yaşayıp, maalesef her türlü şiddet ve aşağılanmaya maruz bırakılıp zavallı, merhamete muhtaç, cefakâr, çilekeş kadın misyonunu yüklenerek mi?
Bir erkeğin koruyucu (!) kanatları altına sığınıp kendini, bedenini, benliğini, aklını, iradesini, seçimlerini, tercihlerini bir erkeğe teslim ederek mi?
Kadına reva görülen geleneksel kalıpları kabullenip, dinsel dogmaları evrensel doğrular olarak benimseyip, bu doğrulardan değer anlam çıkarımlarıyla kendine değer atfederek mi?
Coğrafyamızda etkin olan ataerkil ve yaşlı egemen kültürün, feodal yapının erkekle asla ilintilenmediği, yalnızca kadının yaşaması ve yaşatmasını öngördüğü namus, ahlak, sadakat kavramlarını korkuyu ve acizliği kullanarak dayatmasıyla mı?
Zülfü Livaneli'nin müthiş tespiti ile vurguladığı gibi, "Merhamet, zulmün merhemi olamaz."
Ayaklar altında sürüklenmemek için kadınların her şeyden önce bireysel olarak en büyük hazineleri olan akıllarını kullanıp kendilerini eğitmeleri, yetiştirmeleri, geliştirmeleri, çok okumaları, araştırmaları, sorgulamaları gerekiyor.
Bir başkasının onu yüceltmesini beklemeyip kendini yetiştirmesi her daim gelişme, öz eleştiri içerisinde olması, kendine emek vermesi; kendini eğitimle, beceriyle donatması, özünde var olan sonsuz enerjiyle ışığını yıldızını parlatması gerekiyor.
Omuzlar üzerinde yükseltilmeye layık olabilmek için kendine saygı duyan, değer veren bir benliğe, hissiyata, karaktere, kişiliğe sahip olup yetenek ve becerilerini geliştirmiş, kendi ayaklarının üzerinde durabilen, kendi parasını kazanarak muhtaçlık, acizlik kısır döngüsünden çıkması gerekiyor.
Tabii ki tüm bunlar sadece kadın için değil, cinsiyetten bağımsız olarak uygulanması, benimsenmesi gereken çok önemli etkenler.
Bir insan sürüklenmekle omuzlar üzerinde yükselmek arasındaki 'mesafe'de kendini nereye layık görüyorsa hür iradesiyle ve aklıyla sergileyeceği çaba neticesinde omuzlar üzerinde yükselmek de elde edilebilecek bir sonuç olacaktır.
Tolstoy'un da dediği gibi;
"Dünya üzerinde hiçbir varlık insan kadar alçalamaz ve insan kadar yükselemez."
Şule Becer
2021-09-02T16:11:43+03:00Sevgiler
Şule Becer
2021-09-02T14:57:04+03:00Neslihan hanim yorumunuz için cok teşekkürler. Konu cok kapsamli boyutlu değişkenleri olan bir konu. Psikolojik sosyolojik demografik olarak degerlendirilmesi gereken bir konu. Çaresiz durumda olanlar yasamının kontrolu hicbir şekilde elinde bulunmayanlar hayata yenik baslayanlar. Ne varki 2021 yılinda yasayıp her türlü imkana sahip olup tüm özgürlük olanakları ellerinde olup ucuz basit hesaplarla bayağılaşarak kendini var etmeye calışan o kadar çok kadın tanıyorumki. Yazdıklarım bin tane gözlem ve tespitin sonucu,yazımın ana fikri her birey cinsiyetten bağımsız olarak cok değerlidir ama herşeyden herkesten önce kendimiz kendimize deger vermeliyiz. Dikkatle okuduğunuz için sonsuz tesekkürler.